"Fabrikamın tekerleri olsa sürer Boğaz'a götürürdüm"

KARABOĞA Şirketler Grubu Başkanı Bedrettin Karaboğa'yı Mardin OSB'deki makarna fabrikasında dertli bulduk. "Hâlâ Mardin'in Sabancısı mı dersin, bir imparatorun çöküşü mü dersin bilmem" diye karşıladı bizi. Önce isterseniz Karaboğa'yı tanıyalım. Çiftçi bir ailenin çocuğu olarak Mardin'in Kızıltepe ilçesi Cantaşı köyünde doğan Karaboğa, 1980 sonrası nakliyecilikle Irak pazarına girer. Kızıltepe'deki il özel idaresine ait un fabrikasını kiralayarak, 1988 yılının ikinci yarısında sanayiciliğe ilk adımını atar. O yılları, "Mardin'in ilk özel sektör fabrikası bizimdi, devletin ortak olduğu işadamları vardı ama tek başına fabrika sahibi yoktu. Kendimize fabrikatör diyorduk" diye anlatıyor. Yörenin tarım ürünleri potansiyelini değerlendirmek için, bisküvi ve irmik fabrikalarını kurar. Zor şartlardır ama iyi paralar kazanır. Körfez Krizi'nde Irak'a un göndermeye başlamışlardır. Bölgenin tek sanayicisi olarak BM ve insani yardım kuruluşları ile çalışır. BM'ye 60 bin ton un verir. Karaboğa, "Altın çağımızdı. Ciddi para kazanıyorduk, ciddi büyüyorduk" diyor o dönem için.

BİSKÜVİ KAPANDI
1994 yılında Kızıltepe yem fabrikasını özelleştirmeden satın alır. 1996-1997 yıllarında EGS fırtınası sırasında ortak konfeksiyon fabrikası kurar. 1998 yılında makarna fabrikasının temelini atıp 2000 yılında açar. İnşaat sektörüne girer. 1994-1998 yılları arasında yıllık 20 milyon dolarlık ihracatı bulunan, Türk cumhuriyetlerine ciddi boyutta bisküvi satan, 850 işçisi bulunan Karaboğa, 2001 krizinden etkilenir. Bisküvi fabrikasının üretimini askıya alır, Mardin'deki tekstil fabrikasını Adıyaman'a kaydırır.