kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Şubat 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Lohusalığı bir kraliçe gibi yaşamak isteyenlere

İlknur Akman
Doğumdan sonra aşırı paniğe kapılan, sürekli duygusal gel-git'ler yaşayan ve bu yüzden hayatı kendine zindan eden anneler var. Ama lohusalık (ilk altı hafta) içinden çıkılmayacak bir durum değil. Anneliğin tadına varmak için önerilerimize kulak verin..
1) Yardım istemekten çekinmeyin: Şimdi utanıp sıkılmanın zamanı değil. Aksine her zaman yanınızda olduğunu söyleyen aile fertlerinizden ve dostlarınızdan çekinmeden yardım isteyin. Biri mutfak alışverişinizi yapsın, biri faturalarınızı yatırsın, diğeri bebeğin giysilerini düzenlemenize yardım etsin... Böylelikle hem size çocuğunuzla ilgilenmek için vakit kalır hem de yakınlarınız bir işe yaradıkları için kendilerini mutlu hissederler!

2) Enerjinizi mutfakta harcamayın: Evdeyim, diye lohusalık döneminde mutfağa girip harikalar yaratmaya kalkmayın. Belki de uykusuz geçecek bir gecenin öncesinde mutfakta saatlerce enerji harcamak anlamsız. Mesela "Yapabileceğim bir şey var mı?" diye soran yengenizden, teyzenizden o leziz yemeklerinden birkaç kap pişirmesini isteyebilirsiniz... Hiç kimse yoksa o zaman salata, tost veya basit ızgara ve haşlama sebzelerle idare etmek en iyisi. Eşiniz de size anlayış gösterecektir!

3) Bebeğinizle zaman geçirin: Evde yıkanması gereken çamaşır ve bulaşıklar olabilir, toz almanız gerekebilir ama bunların hepsi bekleyebilir. Asıl bekletilmemesi gereken bebeğiniz. Onunla vakit geçirip, güzelce emzirebilmek, ev işlerinden çok daha önemli.

4) Ziyaret etmek isteyenler beklesin: Fazla ziyaretçi kabul etmemek ilk bir ay için çocuğunuzun ve sizin sağlığınız açısından önemli. Siz de güzel bebeğinizi herkes görsün isteyebilirsiniz ama acele etmeyin. Ziyarete gelmek isteyenlere, bir süreliğine misafir ağırlayamayacağınızı rahatlıkla söyleyebilirsiniz. Darılan darılsın, alınan alınsın!

5) Kucağınıza almaktan korkmayın: Yaygın ve yanlış bir anlayış da bebeğinizi kucağınıza çok alırsanız, buna hep alışacağı ve kucaktan indiği zaman ağlayacağı... Hatta kimileri sürekli sarılıp kucağınızda tutarsanız onun şımaracağını bile söyler. Bunlara kulak asmayın, aksine bu dönemde bebeğinizin sizin kokunuza ve sıcaklığınıza çok ihtiyacı var.

6) Babalar ne güne duruyor?
Siz bebeğinizle ilgilenirken eşinizden bir bardak su ya da bir sandviç yapıp getirmesini istemeniz herhalde doğal... Her zaman şımarttığınız ve her şeyin önüne konmasına alışkın bir eşiniz varsa da şimdi hizmet beklemenin değil, hizmet etmenin zamanı olduğunu hatırlatmak istiyoruz!

7) Sıcak bir banyo iyi gelir:
Bazı günler kendinizi her şeyden bıkmış ve depresif hissedebilirsiniz. Herkes hayatını yaşarken, sizin tuvalete bile gidecek vakit bulamıyor olmanız, elbette kendinizi kötü hissetmenize neden olabilir. Böyle anlarda bebeğinizi uyutur uyutmaz güzel bir banyo yapın. Kısa bir sürede de olsa sıcak suyun atında dinlenmek size çok iyi gelecektir. Sonra da üzerinize güzel bir şeyler giyin, kendinizi iyi hissedeceksiniz!

8) Her şeyin sebebi hormonlar: Progesteron hormonunun çok salgılanıyor olması, sizi duygusal çöküntülere sürükleyebilir ama biraz daha sabır. Bunun normal olduğunu unutmayın ve gerekirse bir uzmana başvurun. Duygularınızı paylaşmaktan çekinmeyin ve anlatıp rahatlamaya çalışın. Sıkıntınızı içinize atmak, size daha çok zarar verir.

9) Cinsel hayat burada bitmez: Doktorlar yeniden cinsel ilişkiye girebilmek için altı hafta geçmesini uygun buluyor. Ama acele etmeyin, en doğrusu ne zaman hazırsanız, eşinizle o zaman birlikte olmanız... Hem bu süreçte onunla romantik dakikalar geçiremeyeceksiniz diye bir şey yok. O da size anlayış gösterecektir, göstermeli de çünkü bu ikinizin bebeği!

10) Annelik sorumluluk ister: Artık siz de bir annesiniz ve sorumlu olduğunuz bir aileniz var. Kuşkusuz çocuk büyütmek ve aile ilişkileri hakkında size öğüt verecek çok kişi olacak. Ama en doğrusu artık kendi tercihlerinizi yapmanız ve eşinizle aldığınız kararlara sadık kalmanız.