Bir şişe kola gibi hissetmek!
Heath Ledger pazarlanan bir mal olarak görüldüğünün farkında ve bundan rahatsız olan bir Hollywood yıldızıydı. Belki onun gibi erken yaşta göçen pek çok ismin derdi de aynıydı..
Eğer rock yıldızı ya da ünlü bir aktörseniz, 27 kritik bir yaş. Jim Morrison, Kurt Cobain, Jimi Hendrix, Janis Joplin... 27 yaşında ölen bir düzineden fazla müzisyen var. Ama hepsi bu değil. River Phoenix 23, Brandon Lee 28... Jeff Buckley var 31, John Bonham var 32, Thin Lizzy'den Phil Lynott var 37, Yavuz Çetin var mesela, 31. O mütevazı ama harika blues gitaristi. Çaldı mı adamın ciğerini delen. Neyse... Liste uzayıp gidiyor. Rock yıldızı ya da aktörseniz ya da ne bileyim, ünlü biriyseniz en kırılgan olduğunuz dönem 20'lerin sonları, 30'ların başları galiba... Hiç ölmeyecekmiş gibi hissettiğiniz bir dönemdesiniz çünkü... Son haber New York'tan geldi. Heath Ledger, 28 yaşında dairesinde ölü bulundu. Otopsi sonucu açıklanmadan neden öldüğünü bilmek mümkün değil. Uyku hapları ve sakinleştiriciler ya da başka bir şey. Kesin olan şimdiden efsane olduğu. Ledger hakkında Brokeback Mountain magazinleri dışında pek fazla şey bilinmiyor aslında. Adamakıllı son röportajlarından birini Rolling Stone'a yapmıştı 2006 baharında. Şöyle notlar derledim: Basından hoşlanmıyor, röportaj yapmayı sevmiyor. Avustralyalı bir muhabirin sorularını beğenmediği için canlı yayında oturup portakal soymuşluğu var mesela. Doğduğu yer için Perth, Avustralya) dünyanın en izole yeri' diyor. Haritaya baktığınızda ne demek istediğini anlayabilirsiniz. Anne babası 11 yaşındayken ayrılmış. Heath oyunculuğa meraklıymış ama ünlü olma yolunda bile her rolü kabul etmiyormuş. Deneme çekimlerine sinir oluyor ve çoğunlukla gitmiyormuş. Denenmeden ilk rolünü Knight's Tale'de kapmış. Heath bu eğlenceli filmde, şövalye olmak için soylu olmak gereken bir çağda ayak takımından biri olarak yükseliyordu. Bir sürü sahte karaktere tezat, gayet gerçek biri... Belki de bu farkındalık insanları reçetesiz ilaçlarla dolu dolaplar düzmeye itiyor. Farkında olmak. "Film endüstrisindeki pek çok aktörün problemi aynı," diyor. "Hepimiz harika olduğumuzu düşünüyoruz, biliyor musun? Ve yüzde 98'imiz berbatız." İyi kazanan ama har vurup harman savurmayan biri olduğunu düşünebiliriz. Rolling Stone muhabiriyle oturdukları kafede hesap gelince "Sen ödeyiversene ben yanıma almamışım dört dolar çıktı üstümden," diyor... Belki bir tür portakal soyma eylemidir bilemiyorum... Şöhret ile ilgili yaklaşımı da yine farkındalığa dair. "Kendimi bir şişe kola gibi hissetmeye başladım," diye anlatıyor: "Ve çevremde beni popüler bir şişe haline getirmek için pazarlama dolapları dönüyordu. Ve mesela gayet iyi bildiğiniz gibi kolanın tadı bok gibidir. Ama her yerde posterleri vardır, o yüzden insanlar satın alır. İşte ben de bok gibi bir tadım varmış ve sebepsiz yere satın alınıyormuşum gibi hissediyordum." Sanki Kurt Cobain konuşuyor değil mi...
SÜRPRİZ OLDU
Genç bir aktörün zamansız ölümü aslında yeni ve şoke edici bir şey değil. Ama bunun Heath Ledger'ın başına gelmesi belki sürpriz. Çünkü dünya basını şu ara Britney Spears ve Amy Winehouse ya da Pete Doherty gibi isimlerin her an ölebileceği, intihar edebileceği üzerine fikir birliğine varmış durumda. Geçenlerde AP ajansının Britney Spears için 'obituary' yazısı hazırlattığını okuduk. O kadar eminler yani... Ben şunu düşünüyorum: Eğlence sektörü çok kesin kuralları olan, acımasız bir sektör. Kimi bu durumu idare edebiliyor, kimi yenik düşüyor. Farkındalık ise ya geleceğinizi kurtarıyor ya da sizi öldürüyor. Mick Jagger ya da Keith Richards ya da Ozzy Osbourne gibi, ya da mesela Jack Nicholson gibi her şeyi içip, her şeyi yutup yine de 60'larının sonlarını görebilmek şansa olduğu kadar biraz buna da bağlı. Bazılarının yaşaması mucize, bazılarının ise ölmesi...
Yayın tarihi: 27 Ocak 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/27/pz/haber,7C9693892FEE456DB3CABE9ACCE4322B.html
Tüm hakları saklıdır.