Türkiye'de bulunan 1467 spor kulübünün lokalinde içki satışı yasağı yolda. (Diyelim ki; Fenerbahçe Sosyal Tesisleri'nde kızınızın ya da oğlunuzun düğününü yapacaksınız ama konuklarınıza içki ikram edemeyeceksiniz... Yaşasın limonata!) Alkole bir yasak da RTÜK'ten geliyor. RTÜK'ün hazırladığı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı da TV'de 'alkollü görüntü' yasağı getiriyor. Taslağa 'Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu madde kullanımı özendirici türde yayın yapılmaması' maddesi eklenmiş. Ama sonra RTÜK bir açıklama yaptı: "Bu bir alkollü içki yasağı uygulaması anlamına gelmemekte, yalnızca alkol kullanımını özendirici yayın yapılmamasını öngörmektedir." Tamam uyuşturucu kullanımı çok tehlikeli boyutlarda ama bir tek buna yasak getirerek mi koruyacağız çocukları, gençleri? Silahların sesi, mafya hesaplaşmaları, işkence yöntemleri, kendi yöntemleriyle adaleti sağlayan kahramanlar ne olacak peki? TV dizilerinde silahlar asla susmuyor. Biraz dikkatli bakan, bir silahın nasıl kullanılabileceğini, şarjörün nasıl boşaltıldığını öğrenebilir. Bir süre önce 'Kurtlar Vadisi dizisinde' bir işkence sahnesi yayınlandı. İşkence yapılırken nasıl elektrik verilir, başka hangi yöntemler uygulanır, psikolojik işkence nedir hepsini bir bir gördük. Hem de dakikalar boyunca... Kare kare izledik... O kadar mı? Değil! Ekranlar kendi kurallarıyla adaleti sağlayan kahramanlardan geçilmiyor... 'Sessiz Fırtına' dizisinde Yiğit Sancaktar, adaleti kendi doğrularıyla sağlıyor. Cezasını vereceği adam için "Kaldırın, getirin onu" diyor. Adam getirildiğinde de "Bodruma indirin!" talimatı veriyor. Bodrumda yaşananlar dehşet verici... 'Yaprak Dökümü' dizisinde, hapisteki bir mafya babası koğuş arkadaşının namusunu temizlemek için dışarıdaki adamlarına emir veriyor, o adamlar da gözdağı vermek için, yakaladıklarının yüzlerine falçata ile çizik atıyor. Şimdi bunlar özendirici değil mi? Kendilerini hayatta hiçbir şekilde ifade edemeyenlerin kaba kuvvete, mafyacılığa özenmesi, olasılıklar dahilinde değil mi? Peki bütün o öğleden sonra kadın kuşağı programlarında yaşanan rezaletlere ne demeli? Dayak yiyen kadınlar, eşlerinin üzerine kuma getiren adamlar, ensest, tecavüz, vs... Bunlar eğitici olduğu için mi yayınlanıyor? Ekrandan küfür edenler, tehdit savuranlar, kendilerini alemin bir numarası kabul edip şifreli mesajlarla sağa sola gözdağı verenler, tehlikesiz mi? Ya da hangisi daha tehlikeli?
Yayın tarihi: 25 Ocak 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/25/gny/haber,930561B5749E462B92BE0B5B23D784C7.html
Tüm hakları saklıdır.