TV'lerden tanıdığınız, benim de arkadaşım olan ünlü bir isim, birkaç gün önce yaşadığı bir olayı anlattı... Bir arkadaşı ile Nişantaşı'nda öğle yemeği için buluşmuş. Yemeğin sonunda arkadaşı hesabı istemiş. Garson, hesaplarının ödendiğini söylemiş. "Eee..." dedim. "Tuvalete gidiyordum. O sırada ....... yanıma geldi; "Nasılsın?" dedi. Sonra da elime kartını tutuşturdu..." "Onu tanımıyor musun?" diye sordum. Birkaç kez bir yerlerde merhabalaşmışlar. O kadar... O kişiyi ben de tanıyorum. İşi var mı bilmiyorum. Benim bildiğim aile servetini tükettiği. Yaşı da geçkince ama demek ki hala lüks restoranlarda vakit öldürecek hali var... Neyse... Hesabın ödendiğini duyunca, ikisinin de neşesi fena halde kaçmış. Arkadaşım, "Kendimi çok kötü hissettim" dedi. Haklı... Ama onların neşelerinin kaçması bir şey ifade etmiyor işte. Çünkü birileri sizin keyfinizi kaçırma pahasına keyifleniyor. Eminim o bey yaptığı terbiyesizliğin üstüne bir de teşekkür telefonu beklemiştir... Kadın telefon açacak, teşekkür edecek, beyefendi de kibarlığından "Bir kahve içelim" falan diyecek. Kadın da bu durumun üzerine atlayacak. Böylelikle diyalog kurulmuş olacak. Sonra geceleri çok gezen arkadaşlara sordum. Benzer hikayeler İstanbul'un pek çok lüks restoranında yaşanıyormuş. Bu durumdan hoşlanan kadınlar olabilir. Hatta bunun avcılığına çıkmış kadınlar da olabilir. Ama sapla samanı da ayırt etmek gerekir!
Bugünkü Tüm Yazıları
Hesabınız ödendi hanımlar
Yayın tarihi: 28 Aralık 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/28/gny/haber,F0F3749675B049A3BE785776BA3952BB.html
Tüm hakları saklıdır.