* Toplum olarak güldüğümüz şeyler aptalca mı akıllıca mı, zekaya dayalı şeylere mi gülüyoruz, belden aşağı esprilere ya da küfüre mi bayılıyoruz; nedir durum?
- Hayır efendim, 70'lerde, 80'lerde küfürlü esprilere gülündüğü rivayettir ama şu an ailesiyle, çoluğuyla çocuğuyla gelmiş, bilmem nerenin müdürü, karısı bilmem nerede halkla ilişkiler uzmanı, çocukları cin gibi, 7 yaşında İngilizce biliyor falan, küfür müfür edersen, kalkar gider adam yarısında. Yani özünde, annene anlatabileceğin kalitede bir şey olması lazım. Annen dağınık bir tip değilse (gülüyor), seyirci için de bir standarttır. Arkadaş bile değil, çünkü arkadaş var arkadaş var.(kahkahalar) Belden aşağı mizah çok akıl isteyen bir şeydir, onu satabilmek normal espri satmaktan daha zordur.
* Tehlikeli de aslında... O ince çizgiyi nasıl ayarlıyorsunuz?
- Çağrıştırma sanatıyla yaparsın bunu. Mesela bir reklam var Ruffles; çocuğun biri kütüphaneye dalıp 'Kalınlaştı' diye bağırıyor. (kahkahalar atıyor) Bu bel altı ama çok güzel satıyorlar. Veya Aysun Kayacı'nın Pepsi Max reklamı.. Yani nasıl sattığın çok önemli. Kural da şudur; haddini bileceksin, check edeceksin durumu ve dümdüz ilerleyeceksin.
* Nasıl güldüreceğinizin matematiği var mıdır peki, nasıl kurarsınız bunu?
- Şaşırdığı an, en büyük reaksiyonu verir seyirci!
Bugünkü Tüm Yazıları
Belden aşağı espriyi satmak zeka ister!
Yayın tarihi: 21 Ocak 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/21/gny/haber,05D3B98D9B4341EBB35EE3A18472D442.html
Tüm hakları saklıdır.