Nilay Kelepçi'nin bu fotoğrafında, kadın ve erkek oturuşu arasındaki fark anlatılıyor. Bu da 'namus'un küçük göstergelerinden...
İLİŞKİLİ HABERLER
Herkesin 'namus'u kendine
Herkesin 'namus'u kendine
Namus nedir? Kimine göre kadının evinde oturması, kimine göre yüksek sesle gülmemesi... 'Namus İçin Neler Çektik!' sergisinde 'namus' kavramı, video ve fotoğraflarla sorgulanıyor..
"Namus denilince akan sular durur... Namuslu kadın, uzun etek giyer, altına da pijama... Namus, dayımın kızına çıkan ölüm fermanıdır..." Bunlar 'namus'un ülkemizde nasıl algılandığının birkaç örneği. Geçtiğimiz yaz aylarında dört kadın, Artvin, Diyarbakır, İstanbul ve Van olmak üzere Türkiye'nin dört şehrini dolaşarak, "Sizce namus nedir?" diye sordu. Mikrofonlarını doğrulttukları kişilerden hiç beklemedikleri yanıtlar aldılar. Üzerlerine yürüyen bile oldu. Bir diğer dört kadın ise 'namus' kavramını fotoğrafladı. Bunların arasında olay fotoğrafları ve kurgu fotoğraflar var. Her iki çalışma 'Namus İçin Neler Çektik!' başlığı altında bugünden itibaren Taksim'deki Yeni Melek Gösteri Merkezi'nde sergileniyor. Sergiyi hazırlayan Filmmor, 2003 yılında bir grup feminist tarafından kurulmuş bir kooperatif. Kadınlara dair değişmesini istedikleri şeyleri, film çekerek ifade ediyorlar. Bu sergilerinde ise 'namus' kavramının içinin artık ne kadar boş olduğunu göstermek istiyorlar. Filmmor'un yöneticilerinden Melek Özman bu sergiye nasıl karar verdiklerini şöyle anlatıyor: "Herkes 'Namus çok önemli,' deyip duruyordu. Ama bu sözü edilen namusun ne olduğu belli değildi. Bir erkekle konuşmak, radyodan şarkı istemek, kırmızı ceket giymek namussuzluk olabiliyor." Sergide dikkat çeken, namusun sadece kadınlara atfedilen bir kavram olması. Yani namus eşittir kadın olarak algılanıyor.
ERKEK KARAR VERİYOR
Sergide gösterilen video çekilirken, yaklaşık 150 kişiyle görüşülmüş. "Namus ne demektir?" sorusuna karşılık olarak "Bunu nasıl sorarsınız, siz ne demek olduğunu bilmiyor musunuz?" diye bağıran erkekler bile olmuş. "Namuslu kadın başını örter," veya "Namuslu kadın, erkeğinin eve getirdiği parayla yetinir, pencereden bile dışarı bakmaz," diyenler de var. Yani herkes bir şekilde itaatten söz ediyor ve o itaatin nasıl olacağı ise ailenin erkeğinin çizdiği sınırlara bağlı. Melek Özman görüşmelerde yaşadıklarını anlatırken, "Kadının nasıl giyinmesi ve davranması gerektiğini bizim gözümüze bakarak anlatıyorlar. Biz hiç öyle giyinen ve davranan kadınlar değiliz. Gözümüze bakarak bize 'Namussuz,' dediler aslında. İşin şaşırtıcı tarafı, bunları hiç rahatsız olmadan, fütursuzca anlatmaları. Ama biz hiç oralı olmadık," diyor. Kameraman Ülkü Songül ise bir anısını şöyle anlatıyor: "Bir adam, 'Namuslu kadın uzun etek giyer,' diye anlatıyordu. Ben o sırada kısa etek giymiştim. 'Bana namussuz mu demek istiyorsunuz?' dedim. 'Hayır, size değil,' dedi. Koyduğu kuralların annesi, karısı, kızına geçerli olduğunu söylüyordu. Yani kendi ailesindeki kadınlar, sokakta gördüklerine benzememeli. Zaten namuslu kadın çalışmaz. Biz baştan kaybediyoruz." Sergi ekibi kadınların değişim sürecinin başladığını ve bunun sancılı geçeceğini düşünüyor. Çünkü "Kadınların artık gidişata itirazları var," diyorlar. Sosyolog Nükhet Sirman'ın da dediği gibi, erkeklerin ellerinde kadınlardan başka bir şey kalmadı ve onu da kaybediyorlar... Tüm baskıları ve korkuları da bundan kaynaklanıyor...
İLİŞKİLİ HABERLER
Herkesin 'namus'u kendine
Yayın tarihi: 13 Ocak 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/13/pz/haber,71027F724ED84D54A7567A5F6EB592E9.html
Tüm hakları saklıdır.