kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Ocak 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

İnsanların eğlence dediği şey bilet alıp CemYılmaz'a gitmek

Şirin SEVER
30.12.2007
Cem Yılmaz'la 2007'nin son röportajını yaptık. Yılbaşı geceleri ne yapar açıkladı; 2008 mesajı verdi, "Politik mizah yapılmıyor," eleştirilerini yanıtladı, yeni film AROG'u ve sinemacı Cem Yılmaz'ı anlattı. Hepsi bir arada!..
Bayram röportajı yapmaya karar vermiştik Cem Yılmaz'la ama Fenerbahçe maçına kurban gittik! Rezil oldum gazeteye.... İkinci randevuda da ekildim! Yeni filmi AROG için fragman çekiyordu TEM'in ortasında. Bitmedi çekimleri, aradı "Rahat rahat, keyifli bir zamanda konuşalım n'olur, iki arada bir derede röportaj iyi olmaz," dedi. "Peki," dedim ama yattı bu röportaj, anladım. Şaşırttı beni; TİM'deki oyununa davet etti, üstelik oyundan tam iki-üç saat önce geldi. Uzun uzun konuştuk. Seyirciler salona alınırken sahnede fotoğraf çekmeye kalktık, ona bile "Eyvallah," dedi: "Hiç sakıncası yok, seyirci varken çekeriz..." Seyirciler yerlerine oturmaya başlarken biz sahnede fotoğraf çekiyorduk. Onlar 'gösteri mi başladı' diye bakınırken ben ise ilk sahne deneyimimi Cem Yılmaz'la gerçekleştiriyordum. Çok samimiydi, sakınmadan, saklanmadan konuştu; bence siz de fark edeceksiniz. O yüzden bu röportajı çok sevdim. 2007'nin son röportajının Cem Yılmaz'la olması da önemli. İnşallah 2008'de de hep böyle keyifli ve hoş insanlarla sohbet ederiz manasında... Herkese iyi yıllar...

- Bayram röportajına niyet yılbaşına kısmet! Madem öyle söyler misiniz yılbaşları, yıl sonları, biten seneyi uğurlamak filan... Sizin için anlamı var mıdır böyle şeylerin?
- Valla ben 86'da bıraktım o işleri! (gülüyor)

- Niye o kadar erken?
- Çünkü 86 yılbaşını uyuyarak geçirmiştim! Ondan sonra da pek ilgilenmedim. Yani yılbaşı, sevgililer günü gibi kutlamalardan çocukluk yaşlarında koptum, özellikle sevgililer gününden! (gülüyor) Bu da günlerle, tarihle çok fazla ilgilenmemekle ilgili. Biraz geceli gündüzlü yaşantım oldu karikatür çizdiğim dönemde... O nedenle 'bugün günlerden salı mı, yarın ayın 15'i mi' mevzularından çok çabuk uzaklaştım. "Biliyor musun dün yılbaşı gecesiydi," falan diye hatırlatıyorlar.

- O kadar değildir herhalde?
- Emin ol! (kahkahalar) Mesela hatırladığım yılbaşı kutlaması nadirdir. Aslında çok belirgin bir gün ama denk getiremiyorum bir türlü. (kahkahalar)

- Motive eden yok mu sizi?
- Çok kalabalık bir arkadaş topluluğu değiliz. Kutlayanlar oluyor tabii ama evde tek başıma geçirdiğim daha fazladır.

- Yalnız geçirmek iyi bir şey mi, kötü bir şey mi peki?
- Yoo kötü bir şey değil, özel bir şey yapasım gelmiyor. Daha doğrusu insanların eğlence dediği şeyle çok ilişkim yok. Herkesin eğlence dediği şey bilet alıp beni izlemeye gitmek! (gülüyor). Bilet alıp bana gitmek de benim tercihim olamayacağına göre... Şaka bir yana, o özel günlerde kalabalık olmaktan pek hoşlanmıyorum.

- Ya aile?
- Aile kutlar, bazen uğrarım. İki sene önce yeğenlerim için Noel Baba kılığına girmiştim. Alışveriş merkezlerinde sinirli Noel babalar olur ya, onlara benzedim. Çok çirkindim!

- 2007 nasıl bir yıldı sizin için?
- Çok fazla bir şey yapmadım, sadece sahneye çıktım, 40-50 oyun oynadım ve bu ilkbahar çekeceğim AROG filmini tasarladım. Sonraki yıllarda ne yapacağımızı konuşmakla geçti aslında...

- 2008'den beklentiniz var mı? Mesela yeni otomobil alacak mısınız, evlenecek misiniz, yeni bir markanın reklamında oynayacak mısınız?
- O söylediğin şeyler ilhamla olan şeyler... Yeni araba almak bile ani kararlarla yapılan bir şey benim için. Aslında çok yıllar evvel tövbeliydim bu konuya ama; daha dün bir arabadan bahsediyorduk arkadaşlarla, birbirimize fotoğraflarını gösteriyorduk.

- Nasıl bir arabaydı?
- Güzel bir arabaydı işte! Benim sanıldığı gibi bir araba merakım yok aslında.

- Yok canım!
- Emin ol yok! Vallahi!

- Bugüne kadar 80 tane araba değiştirmediniz mi?
- Kesinlikle daha fazladır! Ama bu araba merakından değil, kullandığım arabayı seviyorum, sonradan kullanacağım arabayı da sevmek istiyorum! Çok arabası olan, koleksiyon yapanlar var, onlardan biri değilim ama zevkli bu işle ilgilenmek... Araba kullanmaktan çok hoşlanıyorum. Ben çok hız yapmam. Arabanın hız yapmasından hoşlanırım ama arabanın verdiği zevk yalnızca hız değil, bir sürü zevkleri var.

- Sizin bu merakınız herkesin derdi olmuş durumda. O yüzden anlamak istiyorum; nasıl bir haz alıyorsunuz arabalardan?
- Daha güzeline binmek isterim tabii ki. Takip ederim yeni çıkan arabaları, özelliklerini, ilgilenirim. "Ferrarisi var," diye duyuyorum, Ferrari'ci değilim ben Porsche'ciyim biliyorsun. Ya da bir araba geliyor Türkiye'ye, "İlk o alacak," diyorlar. Öyle bir şey yok. Gençken de öyle bir sevdam olmadı hiç; 17-18 yaşındayken "Şöyle bir arabam olacak," demedim, hayalini kurmadım. Evde araba posterleri falan yoktu.

- Bu konuyla gündeme gelmek sizi çok mutsuz ediyor mu?
- Bu beni ne zaman rahatsız ediyor onu söyleyeyim. "Bakın asgari ücret şu kadar, adam şu kadarlık arabaya biniyor!" Bizim artistlerimizle ilgili yaklaşım bu olduğu zaman can sıkıcı oluyor. İnsanlara öyle hissettirtmek için gayret etmek komik! Herkes kendi ekonomik durumuna ve zevkine göre bir takım harcamalar yapar. Benim, mesela başka lüks harcamam yoktur bunun dışında. Emlak zengini de değilim. Ne kadar para kazandığım belli, ben de ona göre bir arabaya binmek isterim, çok normal!

- Bir gün canınız istedi gittiniz bir kulübe, çektiler sizi... Böyle bir görüntü vermekten kaçınıyor musunuz?
- Kaçınmıyorum ama mesela bir otomobil dergisinin benimle bu konuda röportaj yapmasından ya da arabamla poz vermekten kaçıyorum. Aslında kaçmak istemezdim çünkü ben seviyorum arabamı, iyi arkadaşlarımdandır.

- Şimdi ne kullanıyorsunuz?
- Bülent Cankurt biliyor onu, ona sorun! Ona bir gün bir tur attıracağım boşta olan bir tanesiyle. Trafikte bir adamı var ama iki ay geriden haber veriyor ona! (gülüyor) Bu şaka bölümü... Porsche kullanıyorum, iki tane de Mini Cooper'ım var. Mizahçı diye adamın arabaları satıp eşeğe binmesi beklenemez! 'Komedyenler arabaya binmesin, güzel kızlarla gezmesin.' Bunun karşılığı da şu, 'Eşeğe binsin ve erkeklerle dolaşsın!' İki tane alternatifi var bunun, ikisinde de kimseye yaranmak mümkün değil! Ben memleketimizin insanlarından çok farklı değilim. Nasıl ki insanlar, bunu alaycı söylüyorum, parayı bulunca arabasını değiştirip ev almak istiyorsa, bu bizim genlerimizde varsa, bana da bulaşmıştır. Bunu elimden geldiğince terbiyeli yaşamaya çalışıyorum. Bununla ilgili eleştiri almak, özellikle meslektaşlardan almak çok çocuksu! Bazen kullanmadığım zaman hepsine arabaları veresim geliyor. Yani salı o binsin, çarşamba günü öbürü binsin, cuma günü öbürüne tur attırayım, rahatlatır en azından insanları.
Haberin fotoğrafları