kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Ocak 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Kaçırılan askerler Kuzey Irak'ta DTP'li vekillere teslim edilmişti.

Dağlıca baskınında neler oldu?

Ersan ATAR / ANKARA
1- Kaçırılan 8 askerin birliği 8 gün önce bölgeye gelmişti
2- Terk edilen mevziler diğer sektörleri de saldırıya açık bıraktı
3- Er Ramazan Yüce Kürtçe kendini tanıttı ve gidip teslim oldu
4- İddianame: Kayıp sayısı yüksek çünkü sanıklar direnmedi

Askeri savcılığın yaptığı soruşturma, 12 askerin şehit olduğu, 8 askerin de kaçırıldığı Dağlıca baskınında, birçok bilinmeyeni ortaya çıkardı. Kaçırılan 8 askerin bulunduğu birlik, 13 Ekim 2007'den beri o bölgedeydi ve çevreyi sadece 8 gündür tanıyordu. Her sektör, birbirlerinin güvenliğini sağlayacak biçimde konuşlanmıştı. Askeri savcıya göre, bazı askerlerin görevlerini yapmamaları, domino taşı gibi diğer sektörleri etkiledi.

15 dakika sonra teslim oldu
İlk ateş, 00.10'da açıldı. Saat 00.00 sularında toplantıları biten unsur komutanları mevzilerine ulaşamadan çatışmanın ortasında kaldı. Mevzilerdeki boşluklar nedeniyle havancı erler Özhan Başanoğlu ve Fatih Atakul başka mevzilere gitmek zorunda kaldı. Makineli tüfek nişancısı er İrfan Beyaz ile yardımcısı er İlhami Demir ise, teröristlerin ilerleyişini durduracak olan MG-3'ü kullanamadı ve bu bölge de boş kaldı. Çatışma başladıktan 15 dakika sonra er Ramazan Yüce kendini Kürtçe tanıtarak teröristlere doğru 50 metre yürüyüp teslim oldu. Arkadaşlarına da, "Teslim olun" çağrısı yaptı. Ardından er Özhan Şabanoğlu ve Fatih Atakul silahını bırakıp teslim oldu. Desteksiz kalan uzman çavuş Halis Çağan da ayağa kalkarak teslim oldu. Bunları siperdeki Fuat Başoda ile İlhami Demir izledi. Teröristler de sızma harekâtını bu askerlerin boş bıraktığı bölgeden yaptı. İddianamede şu görüşlere yer verildi: "Tanıklar; Keri sektöründeki şüphelilerin mevzilerini terk etmesi neticesinde teröristlerin rahat bir şekilde sızdığını belirtmiş ve şüpheliler görevlerini yapsaydı bu kadar çok şehit ve yaralı verilmeyeceğini ifade etmişlerdir."