kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Ocak 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Cadı kazanı

Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ı "yakından tanımak lazım."
"Önyargılı" değil.
"Kindar" hiç değil.
"Sıcak, esprili, sevecen" bir kişilik.
Kendisiyle de barışık, çevresiyle de.
Ama sürekli bir "dikkatin" içinde.
"Projektörlerin üstüne çevrili olduğunun" farkında.
Söyleyeceği bir sözün, yapacağı bir esprinin "başka tarafa çekilebileceğini" biliyor. Hoca ile "çok şey" konuştuk. "Çok azını" yazabiliyoruz. Zira...
Hoca'nın söylemiyle "yanlış anlaşılır."
"İstismar edilir."
- Hocam, üniversitenin içi nasıl?
- Bir şey söyleyeceğim, inanmayacaksınız, cadı kazanı gibi.
- Ne demek o?
- Cadı kazanı demek.
Üniversitelerden YÖK'e "şikâyet yağıyormuş."
- Ne gibi şikâyetler?
- Çoğu eften püften.
- Kim kimi ya da neyi şikâyet ediyor?
- Hoca hocayı... Hoca dekanı... Hoca rektörü... Herkes birbirini.