Murathan Mungan büyük rockçı

Topluluk elemanları, "17 yaşından beri birlikte değiliz ama sanki hep aynı şeyleri düşlemişiz gibi" sözleriyle, grubun ruhunu özetliyor. Peki 'yerli malı' funk-rock dışında, grubu biraraya getiren başka ne var? Abdullah bu durumu, 'egolarımızı askıya aldık' diye açıklıyor. MIAM'da (İTÜ İleri Müzik Araştırmalar Enstitüsü) prodüktörlük yaptığı dönemde, Ajda Pekkan, Nükhet Duru ve MFÖ'yle albüm çalışması yaptığından ötürü, ego konusunda epeyce tecrübeli. 'Dünyada yalnızca Rolling Stones'un başardığını' söylediği egoyu askıya alma durumu, grubu bir arada tutan temel dinamik gibi; tabii örnek Abdullah'tan geldiğine göre, bu grupta kimin Mick Jagger olduğunu sormaya da gerek yok. Öte yandan, Ajda Pekkan'ın Sen İste albümünün prodüktörlüğü de ona ait. Yani Ajda'yı 2000'li yıllarda yeniden var eden şarkılardan birisinin arkasında Abdullah'ın imzası var. Kısacası Abdullah 'patates tüccarlarının, yeni jenarasyonun kanını emen vampirlerin olduğunu' iddia ettiği piyasayı yakından biliyor. Grubun diğer elemanları onun bu bilgisine sonsuz güven duyuyor. Mutfaktaki baş aşçılarına saygıda kusuru ihmal etmiyor. Amerikan Oyun Havası ve Vampirler grubun kimyasını ortaya çıkaran iki şarkı. Amerikan Oyun Havası politik ama alışılageldiği üzere anti Amerikancı sözlerden uzak, ABD'nin kurduğu global sistemin yarattığı tahribatı gözler önüne seren bir şarkı bu. Vampirler ise onların müzik piyasasına duydukları tepkinin ifadesi. Bu ayrıca, onların konserlerde en çok çaldıkları şarkı. Sözlerini Murathan Mungan'ın yazdığı Bana Yarın Sor şarkısı da, grubun özelliklerini ortaya çıkarıyor. Zaten Mungan da şarkıyı birkaç defa dinledikten sonra kaydına onay vermiş. Abdullah'ın 'büyük bir rockçı' dediği Mungan dışında, albümde ikinci saygı duruşu ise MFÖ'ye yapılmış. Ah O Geceler'de MFÖ'nün F'si Fuat Güner'in vokali de var. Tipik bir MFÖ şarkısı gibi ilerleyip, bir nevi pop müzik tarihinde önemli bir dönemeç olan Vak The Rock albümüne yapılan göndermeyle ince bir işçiliğin işareti bu şarkı. Bu arada, albüm kapağının tasarımını da hesaba katmak gerek. Cinsiyeti belirsiz bir yüz, size Adem'in cennetten kovulmasına sebep olan, içinde kıpkırmızı elmaların olduğu sepeti uzatıyor. İsteyen cenneten kovulmayı göze alarak elmayı yiyor; isteyen alışılagelmiş güvenli dünyasında yaşamayı sürdürüyor. Fuat Abdullah da grubun farkını böyle özetliyor : "Cennetten kovulmayı göze aldık, risk aldık."