Dolarla ithalat ve borçlanma Euro ile ihracat
Türkiye'nin, ithalat ve dış borçlanmasının ağırlıklı kısmını dolarla, ihracatın büyük bölümünü ise Euro alanına yaptığı belirlendi.
İktisatçı Mustafa Sönmez'in yaptığı analize göre, 2007'de YTL'nin dolar karşısında yaklaşık yüzde 20 değerlenmesine karşı Euro karşısında değerlenme yüzde 10'da kaldı.
Döviz kuru ile ilgili şikayetler ve politika önerilerinin kamuoyuna çarpık yansıtıldığını kaydeden Sönmez, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Gerçekte durum böyle cereyan etmiyor ve farklı bir 'uyum mekanizması' işliyor. TL'nin yabancı paralar karşısında aşırı değerlendiği genelde doğru olmakla beraber, ayrıntıda durum farklılaşıyor; dolara karşı aşırı değerlenme ile Euro'ya karşı aşırı değerlenme aynı değil, dolayısıyla, her ne kadar ağlasalar, yakınsalar da çoğu işadamı, ihracat ve ithalatta, dış borçlanmada farklı kurları kullanarak bir uyum mekanizması kurmaya çalışıyor."
Sönmez'in belirlemeleriren göre 2007'de 2006'ya oranla Euro yıllık ortalama bazda yüzde 1.2 düşerek bin 778 YTL olarak gerçekleşti. Aynı dönemde dolar ise yüzde 9.1'lik gerileme gösterdi. Bu cari artışı enflasyondan arındırınca YTL'nin Euro karşısındaki aşırı değerlenmesi yüzde 10 dolayında gerçekleşirken, dolar karşısındaki aşırı değerlenmesi de yüzde 20'ye yaklaştı. Euro-dolar paritesi 2006'da 1.26 iken 2007'de 1.36'ya çıktı. Bu durum, ihracatın yapılacağı, turizmin pazarlanacağı ülkeleri ve döviz türünü, ithalatın yapılacağı ülkeleri ve borçlanmanın döviz türünü de belirliyor.
İHRACATTA EURO
2007'de 100 milyar doları aşacak görünen ve TİM verilerine göre 106 milyar dolara çıkan ihracatın yüzde 51'e yakını Euro ile gerçekleşirken doların payı yüzde 42 dolayında. Türkiye, her yıl biraz daha Euro alanına ihracatını artırıyor. Bunda Euro'nun dolar karşısında değerlenmesi etkili olduğu gibi, AB'nin Türkiye'yi, gıda, konfeksiyonun yanı sıra otomobilden beyaz eşyaya, ev elektroniğinden demir-çeliğe kadar sanayi dallarında uzmanlaştırması etkili oldu.
İTHALATTA DOLAR
Türkiye'nin ithalatı her yıl biraz daha artarken, 2007 yılında 160 milyar doları aşma ihtimali bulunuyor. Enerji faturasının yanı sıra imalat sanayinde kullanılan girdilerin ithalatının kabarttığı genel ithalatın ağırlıkla dolar üstünden gerçekleştirildiğini dile getiren Sönmez, TÜİK'in 2007 verilerinin, Euro türünden ithalatın payının 2003'te yüzde 40 iken 2007'de yüzde 35'e gerilediğini buna karşılık doların payını her yıl artırarak yüzde 58'e yaklaştığını ortaya koyduğuna dikkat çekti.
BORÇLANMADA DOLAR
Sönmez'in analizine göre, dışarıdan borçlanma olunca, burada da döviz türü olarak dolar tercih ediliyor. Hazine verilerine göre, Türkiye'nin dış borç stoku 2007'nin 9 ayında 237 milyar doları aştı. Bu geçen yılın tamamına göre yüzde 15'in üstünde bir artış. Bu hızlı dış borçlanmada özel reel sektörün dış borçlanması ağırlık taşıyor. Dış borç stokunda özelin payı yüzde 62'yi geçmiş durumda.
Borçlanmanın yüzde 35'i Euro ile gerçekleştirilirken yüzde 56'sının dolar üstünden gerçekleştiği görülüyor. IMF'ye olan borçların payı ise yüzde 3.3'e gerilemiş durumda.
Bu yıl 23 milyon turist ve 12-13 milyar dolar gelir beklenen turizmde gelirlerin ağırlıklı döviz türünü de Euro oluşturuyor. Türkiye'ye gelen turist profilinde AB vatandaşları, özellikle Almanlar, İngilizler, ikinci olarak da Bağımsız Devletler Topluluğu (Başta Rusya) vatandaşları ezici ağırlığa sahip ve kontratlar ağırlıkla Euro üzerinden yapılıyor.
Turizm sektörü gelirlerinin yüzde 80'inin Euro üstünden gerçekleştiğine dikkat çeken Sönmez, "Bu da turizmcilerin, dolara göre daha avantajlı Euro üstünden konuk kabul ederek TL'nin aşırı değerlenmesi şikayetinden bir nebze uzak kaldıklarını söylemek mümkün" dedi.
ANKA
Yayın tarihi: 3 Ocak 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/03//haber,CC36A3C06BB64DB983D1C98D46C44B16.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.