Doğa Rutkay dört yıldır '27 Numara' adlı tiyatro oyununda rol alıyor. Rutkay 5 Ocak'ta 'Kaygan Zemin' adlı yeni bir oyuna ve bir dizi filme başlayacağını söylüyor.
İLİŞKİLİ HABERLER
Bu sektörde Labrador gibi sevimli olmanın anlamı yok!
Bu sektörde Labrador gibi sevimli olmanın anlamı yok!
Doğa Rutkay 2008'de tiyatro, dizi film ve şiir kitabıyla sevenlerinin karşısına çıkacak. Tanımayanların kendisini önce çok uyuz bulduğunu ama tanıdıkça sevdiklerini söyleyen Rutkay: Aşık olduğum insan dışında kimseye kendime sevdirmek için uğraşmam!..
Usta oyuncu Rutkay Aziz'in kızı olan Doğa'yı kime sorsanız, ilk söylediği 'Çok ukala!' olacaktır. Ama değil... Sadece küçük yaşlardan beri yalnız yaşadığı için koruma duvarları olan genç bir kadın o... 'Hayır' demeyi bilen, hayır' demenin ekmeğini de fazlasıyla yiyen bir oyuncu... Narsist ama Nurgül Yeşilçay'ı Cannes'da gördüğünde gözleri dolacak, onunla gurur duyacak kadar da takdir etmeyi biliyor... Rutkay, komedyen Şahan Gökbakar ile üç yıllık ilişkisi hakkında konuşmama kararı aldıklarını söyledi ama röportaj yaptığımız yere tesadüfen Şahan Gökbakar gelince zaten onun bir şey anlatmasına da gerek kalmadı... Sevgilisini gören Doğa'nın gözleri ışıl ışıl oldu ve 'Beş dakika yanına gideyim, ilgilenmemiş gibi oldum' diyerek benden izin istedi... Tabii ki...
* Avrupalı filminde oynamaktan son anda vazgeçmiştiniz. Film gişede yattı, akıllarda da oyuncuların çıplak görüntüleri kaldı. 'İyi ki bu işin içine girmemişim' diye şükrettiniz mi?
Şükretmedim çünkü benim seçimimdi. Film, Türkiye'de çok önemli bir isim olan İrfan Tözüm'ün filmiydi. Senaryoyu okuduğumda bir casusu canlandırmak beni çok heyecanlandırmıştı. Ama sonra senaryonun içerisindeki bazı şeylerin bana uygun olmadığını ve bu işin nasıl basına yansıyacağını da aşağı yukarı hissettim. Zaten benden sonra benim yerime alternatif olarak seçilen oyuncuyla (Yasemin Kozanoğlu) bu fikirlerim pekişti.
AVRUPALI'YI İZLEMEDİM
* Herkes iyi bir yönetmenle çalışmak için yanıp tutuşurken siz 'vazgeçtim' deme lüksünü nereden buldunuz?
Hayır diyebilmek çok önemli bir şey... Siz bu 'hayır'larınızı azaltmaya başlayıp, para kazanmak için veya sırf şöhretinize şöhret eklemek için evet'leri arttırdığınız zaman yaşlılık döneminizin huzurlu geçip geçmeyeceği tartışılır. 'Gen' filmi 300 bin gişe yaptı ama evime biri geldiği zaman 'işte benim filmim' diye gönül rahatlığıyla ortaya çıkarabiliyorum. O yüzden 'Avrupalı' filminde oynamamam hayatımda çok önemli bir yer teşkil etmiyor. İzlemedim bile hatta...
* Sizinle röportaja geleceğimi kime söylesem 'ukaladır' dediler...
Evet, benim uyuz bir tavrım olduğu söyleniyor. İnsanlar 'Doğa Hanım çok uyuz görünüyorsunuz ama tanıdıkça sizi çok seviyoruz' diyorlar. Ne güzel işte, herkesin beni sevmesi gerekmiyor ki! Zeka sahibi olmayan insanlarla anlaşamıyorum. Kötü kalpli insanları, içten pazarlıklıları sevmiyorum. Böyle bir sektörün içindeyken herkese Labrador gibi sevimli davranmanın bir anlamı yok. Aşık olduğum insan dışında kimseye kendime sevdirmek için uğraşmam.
NURGÜL İLE GURUR DUYDUM!
* Konservatuvar mezunusunuz, Rutkay Aziz gibi bir ustanın kızısınız, güzelsiniz vs... Neden sizin jenerasyondan bir Nurgül Yeşilçay ya da Özgü Namal gibi sivrilemediniz?
Hayatınızdaki öncelikli seçimlerinizle de ilgili. Ben tiyatroda kariyer yapmak, o ödülleri tiyatroda almak istiyorum. Bir ay film çekimine çağırıyorlar ama her hafta sonu oyunum olduğu için gidemiyorum.
* Tiyatronun sizin hayatınızdaki yeri çok başka değil mi?
Tiyatro benim en önemli altınım. Bir kere, 'tiyatro sanatçısıyım' dediğinizde herkesten ayrılıyorsunuz.
* Ne düşünüyorsunuz genç kuşak oyuncular hakkında?
Özgü Namal, Nurgül Yeşilçay, Başak Köklükaya, Fadik Sevin Atasoy benim çok takdir ettiğim isimler. Nurgül, Cannes'a gittiği zaman gözlerim doldu. Cem'e 'Karına söyle onunla gurur duyuyorum' dedim. O sırada basınımız Nurgül'ün ayakkabılarıyla, dekoltesiyle uğraşıyordu.
* İçinizde 'Ben neden Cannes'da değilim' diye bir kıskançlık oldu mu?
En içten duygularımla söylüyorum ki, hayır! Nurgül çok iyi, cesur ve küstah bir oyuncu. Hayatım boyunca hiç kimseyi kıskanmadım.
* Sizin şöyle bir tavrınız var: 'Popüler kültüre hizmet eden bir iş yapıyorum, bu işin bedelini ödemek zorundayım', doğru mu?
Aynen öyle... Ben devlet memuru değilim ki, sanatçıyım... Tabii ki çekecekler, tabii ki ilgilenecekler. Sonuçta dört duvar içinde yaşadığınız sürece ilişkinizi, dışarıdan görünen ne olabilir ki? En fazla el ele görürler ama evimin içindeki ahengi kimse göremez. Ama 'Ne zaman evleniyorsunuz? Evlilik var mı?' sorularına sinirleniyorum. Bunun cevabını kim bilebilir...
EVLİLİĞİ MERAK EDİYORUM
* 3 yıldır Şahan Gökbakar'la birliktesiniz... İilişkimizle ilgili konuşmama kararı aldık. Çok iyi anlaşıyoruz, bitti. Ne anlatabilirim ki başka; evimin içinde geçen hayatımı mı?
* Gizli saklı evlendiğiniz yönünde bir haber çıkmıştı...
Tamamen yalan! Karayipler'de evleniyormuşum, ailem de yokmuş yanımda. Bir kere ben başka bir ülkede evlenmeye karşıyım. Sağ olsunlar beni Beşiktaş Evlendirme Dairesi'ne değil de, Karayipler'e layık görmüşler.
* Evliliğe nasıl bakıyorsunuz?
Bu konuyu düşünüyorum. Çok başka sorumluluklarım var benim, bakmak zorunda olduğum annem, anneannem gibi... Ama böyle bir niyetim var tabii ki. 'Herkes bir kere evlenmeli' diyorlar, bakalım neymiş ben de merak ediyorum. Evlenirsem meraktan olacak...
İLİŞKİLİ HABERLER
Bu sektörde Labrador gibi sevimli olmanın anlamı yok!
Yayın tarihi: 29 Aralık 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/29/gny/haber,048FB33FF7174EDEB510E9F39CAD2F87.html
Tüm hakları saklıdır.