50 yıl ötesinden gelen duygusal
İLİŞKİLİ HABERLER
50 yıl ötesinden gelen duygusal
Bu film, çok tipik bir roman uyarlaması. Öylesine edebi, dayandığı 'kadın romanı'nın duygusallığını öylesine yansıtıyor ki, sanki izlerken çevrilen sayfaların sesini duyuyorsunuz... Kötü film değil, ama sinema sanatı açısından çok yükseklerde uçtuğunu ve verdiği zevkin 'sinema tadında' olduğunu söylemek de zor. Senaryodan gelen kadın romancı Susan Minot'nun romanı, iki ayrı zamanda geçen bir öyküyü anlatıyor. Aynı kişilikleri '50 yıl önce 50 yıl sonra' ikileminde yakalayan bir hikâye bu. Ölüm döşeğindeki görünürde 80 yaşındaki Ann Lord (Vanessa Redgrave aslında 70 yaşında!), iki kızları Nina ve Constance'a geçmişinden anı kırıntıları anlatıp onları meraklandırıyor. Geçmişin olaylarını ise, koşut kurguyla karşımızda buluyoruz: Ann'ın hatırlamasıyla birlikte... Vaktiyle Ann genç ve delişmen bir genç kızken, okul arkadaşı Lila'nın düğününe gelmiştir. Orda zengin ve soylu Witterborn ailesini tanır. Lila, ilk gençliğinde yanlarında çalışan bir adamın oğlu olan Harris'e tutulmuştur. Lila'nın küçük erkek kardeşi Buddy de Harris'e âşıktır. Ama her iki aşk da sonuçsuz kalmaya mahkûmdur: Çünkü o dönem İngiltere'sinde sınıf farkları aşılmaz bir duvar gibidir. Ann da Harris'e tutulur ve karmaşık bir ilişkiler yumağı ortaya çıkar. Ama kader onları farklı yerlere savuracak ve tüm ilk aşklar gibi, bunlar da acı veren birer anıya dönüşecektir. Film, geçmişle bugün arasında gidip gelen filmlerin kaderini paylaşıyor: Her iki dönemi de tam anlamıyla tanıyamıyorsunuz. Sinema mekâna ve zamana dayalı bir sanattır, ama böylesine uzun bir arayla ayrılmış iki zaman, aynı güçte verilebilir mi? Gerçi bu konudaki en büyük engellerden biri olan oyuncuların benzerliği sorunu belli ölçüde çözülmüş: Gerçek birer ana-kız olan Vanessa Redgrave'le Natasha Richardson ve Merly Streep'le Mamie Gummer, elbette birbirlerine çok benziyorlar. Ama aynı şeyi Claire Danes'le Vanessa Redgrave için söylemek zor. Film genelde klasik ve muhafazakâr bir çizgide ilerliyor. Hem sinema hem de mesaj olarak... Filmin odak noktası olan Ann, ölüm döşeğinden bizlere en klasik türden bildiriler sunuyor: Aile en önemli şeydir, mutlaka çocuk yapın ve kendinizi onlara adayın, önemli olan hayatı tüm boyutlarıyla yaşamaktır, bu açıdan 'hata yapmak' diye birşey yoktur, vs. Hepsi doğru, ama çok bildik ve söylendik şeyler değil mi? Geriye elbette oyuncular kalıyor. Ve İngiliz takım oyunculuğu, bir kez daha zirve yapıyor. Kimi sahneler unutulmayacak güzellikte: Finalde Ann'in ölüm döşeğinde bir araya gelen, ikisi de bu film için özellikle yaşlandırılmış Redgrave'le Meryl Streep'in buluşması gibi. Büyük ustaların yanısıra, Hugh Dancy, Patrick Wilson, Mamie Gummer gibi gençlerin oyunculukları da çok başarılı. Bir zamanlar Istvan Szabo'nun başta Mefisto kimi başyapıtlarında görüntü yönetmeni olarak çalışan, ama artık bizzat kendi filmlerini çeken Macar Lajos Koltai'nin filmi, duygusal ve duyarlı filmleri sevenlere göre...
GÜNBATIMI **
(Evening) / Yönetmen: Lajos Koltai / Senaryo: Michael Cunningham, Susan Minot / Görüntü: Gyula Pados / Müzik: Jan A. P. Maczmarek / Oyuncular: Claire Danes, Vanessa Redgrave, Patrick Wilson, Hugh Dancy, Toni Collette, Natasha Richardson, Meryl Streep, Glenn Close, Eileen Atkins, Mamie Gummer / Amerikan filmi
İLİŞKİLİ HABERLER
50 yıl ötesinden gelen duygusal
Yayın tarihi: 22 Aralık 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/22/ct/haber,D36F3E180BF4439790732185F4201BA8.html
Tüm hakları saklıdır.