Önce şunu yazayım. Bu satırların yazarı tam Çarşı'nın göbeğinde yaşayan biridir. Üstelik çolukçocuk gerçek Çarşılı'dır. Çarşı demek, Beşiktaşlı duruşudur.
Çarşı demek, Beşiktaş sevgisini yüreğinde hisseden demektir. Çarşı demek; Beşiktaş'ın cesur kalbi olmak demektir. İşte bu nedenledir ki; Çarşı'ya ilk ve son mektubu yazıyorum.
Çarşılı dinle beni... Türkiye sizi seviyor. Dünya sizi izliyor. Ama gelinen bu noktada öyle çirkinlikler olmaya başladı ki,
"Çarşı'ya neler oluyor"? demeye başladım.
Şu gerçeği artık herkes kabul etsin. Çarşı'nın içine sızan, avantacı, holigan, ipsiz sapsız kişiler grubun o temiz ruhuna leke düşürmeye başladılar. Bu kişiler kapalının iki direk arasını zorla işgal edip, gerçek Beşiktaşlılar'ı oradan uzaklaştırmaya başladılar.
Yanisi şudur; gerçek ve temiz Çarşı gidiyor... Sahte ve kirli Çarşı geliyor... Beşiktaş'ın cesur kalbi Çarşı'ya soruyorum; A-"Şarabı da içeriz, esrarı da çekeriz" diye bağırıyorsunuz. Bir tek tiner çekmediğiniz kaldı.
Hangi anababa çocuğunun Çarşılı olmasını ister. Hangi aile, çocuğunu sizlerin arasına yollar.B-Birisi çıkıp derse ki;
"Çok sevdiğiniz Optik Başkan hapishaneden çıktı, parkta uyuşturucudan öldü." Hangi anababa çocuklarını, hapishaneden çıkan, uyuşturucudan ölen bir tribün liderinin olduğu maça gönderir.
Sözün özü şudur: Çarşı, Çarşı'ya karşı noktasına gelindi. Dikkat!
Yayın tarihi: 21 Aralık 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/21//haber,E2EA4821813746DD9F9CE8078C069381.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.