Topaz diye bir yer!..

İKİSİNE de uyar..
Öğle iş yemekleri için.. Çünkü İstanbul'un pergel ayağını koyacak merkezinde.. Gümüşsuyu.. Taksim'den gel.. Karaköy'den gel.. Beşiktaş'tan gel.. Karşıdan gel.. Yol sorunu yok, otopark sorunu yok. Daha ne olsun?..
Akşam, romantik duygu yemekleri için.. Çünkü dünyanın güzel Boğaz manzarası panoramik gözlerinizin emrinde..
Yıllar yıllar önce, cumhuriyetin önemli mimarlarından Emin Onat, o dev binayı planlarken, bu giriş katını restoran olarak düşünmüş.. Ama düşüncenin gerçekleşmesi 2007'ye kalmış.. Geçen yıl Niş'te akşam üzerlerimize Aşkın Arsunan ve arkadaşlarının doyulmaz müziği ile el koyan Kaya dostum, Yücel Özalp'la kurmuş Topaz'ı.. (Sahi bu yıl nerde Aşkın?..)
Manzara harika.. Dekor enfes.. Yemekler çok ama çok lezzetli.. Ve de her tada göre çeşitli..
İstanbul özellikle yurtdışından gelen yabancı dostlarına hava atmak isteyenler için müthiş bir yer kazanmış..
Bir, tek bir eleştirim var.. Aslında benzeri tüm işletmeler için geçerli bu eleştirim.
Kadınlar tuvaleti, küçük.. İşlevsiz..
Böylesi yerlerin kadınlar tuvaleti fevkalade geniş, fevkalade lüks olmalı.. Kadınlar panoramik aynalar karşısına yan yana oturup makyajlarını tazelemeli.. Pudralarını yenilemeli.. Bahane tabii.. Burada yan yana oturup gecenin en hızlı dedikodusunu yapabilmeliler..
Gece çıkılan yerleri genelde kadınlar seçerler.. Kadın seçiminde böylesi özel sohbet, iki satır hızlı dedikodu yerleri, sanıldığından çok daha önem kazanır..
Eloğlu dünyanın en pahalı arazisinde metrekarelerle yeri boşuna mı kadın tuvaletine ayırıp, içeriyi nerdeyse restoran maliyetine Belle Epoque döşüyor?..