kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Aralık 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

"Köşk'te türban" savcıdan döndü

AHMET KÖPRÜLÜ
Cumhuriyet Başsavcılığı, bir vatandaşın, Gül'ün eşinin türbanı için yaptığı "kamusal alan" suç duyurusu konusunda "kovuşturmaya yer olmadığı" yönünde karar verdi..
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 10'uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in türbanlı eşleri davet etmeyerek gündeme getirdiği "Çankaya Köşkü'nün kamusal alan olup olmadığı" konusunda tartışılacak bir karara imza attı. 29 Ekim resepsiyonuna türbanla katılan Hayrünnisa Gül'le ilgili, Ankara'dan Meliha Selmanpakoğlu, Adapazarı'ndan Orhan Severcan, Osmaniye'den Galip Bıyıkoğlu adlı 3 vatandaş, savcılıklara suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusunda Gül'ün "kamusal alanda türban taktığı", Cumhurbaşkanı Gül buna "göz yumduğu" belirtilmiş, First Lady'nin Suriye Devlet Başkanı'nı karşılama töreninde türban takması ve Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde türbanlı fotoğraflara yer verilmesi de örnek gösterilerek, bunun anayasaya, Türk Ceza Kanunu'na, İnkılap Kanunlarına, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına aykırı olduğu savunulmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı üç ayrı dilekçeyi birleştirip yaptığı incelemenin sonunda, "Kovuşturmaya yer olmadığına" karar verirken, anayasanın 105'inci maddesi uyarınca cumhurbaşkanının "vatana ihanet" dışında yargılanmasının mümkün bulunmadığı, adli mercilerce hakkında soruşturma açılabileceği yönünde açık bir hüküm olmadığını vurguladı. Başsavcılık, ayrıca "Hayrünnisa Gül'ün memuriyet unvanı veya buna bağlı bir görevi bulunmadığını, protokol kuralları gereği cumhurbaşkanı eşi sıfatından ileri gelen etik ve nezaket kuralları içeren görevleri olduğuna" dikkat çektikten sonra "kamusal alan" kavramıyla ilgili şu tespitlerde bulundu:

AB'DE TANIMI YOK
"Avrupa'da 1960'lı yıllarda irdelenmeye başlayan kamusal alan kavramının, günümüzde hâlâ kesin bir tanımı yapılamadığı için farklı bakış açılarına göre farklı anlamlar kazanıyor olduğu, felsefe, sosyoloji, siyaset bilimi ve mimari bakış açılarından, daha çok 'tüm yurttaşların erişmesi garanti altına alınan, toplumsal kimliklerin oluşum ve gerçekleşme alanı' olarak devlet yönetiminden ve otoritesinden ayrı bir kavram olarak düşünülerek irdelenen 'kamusal alan' deyiminin Türkiye'de 'kamu otoritesinin en sert ve en katı kurallarının' uygulandığı ve uygulanması gerektiği düşünülen ve tamamen devlete ait olan mekân ve alanlar gibi işlevsel bir tanıma dönüştüğü..." Başsavcılık, bir fiilin suç oluşturması için yasalarda tanımlanması gerektiğini vurgularken "kanunilik ilkesi" çerçevesinde, örf ve adete dayanarak suç yaratılamayacağına dikkat çekti. Kararda şöyle denildi: "Bu eylemlerle ilgili şikâyet edilenlerin sıfat ve nitelikleri ile olaylar açısından ceza hukukumuzda bir düzenleme ve yaptırım bulunmadığından, cezada kanunilik ilkesi gereğince soruşturmaya gerek olmadığına; bu konuda idari bir düzenleme de bulunmadığından soruşturma evrakının intikal ettirileceği idari bir makam da olmadığına karar verildi."