Karamustafa'nın filminde panter deseni hâkim.
Kredi oldu kerhane...
Batı'daki yayın organlarında 52. Venedik Bienali hakkında yeni yeni yazılar çıkıyor. Art in America, bu organların en merkezi olanlarının başında geliyor. Son sayısında bienaldeki pavyonlar teker teker anlatılmış. Her bir ülke pavyonu uzun uzun ele alınmış. Heyecanla sözün Türkiye pavyonuna gelmesini bekledim. Vasıf Kortun'a ya da Hüseyin Alptekin'in yapıtına... Sadece bir satır yazılmıştı. Onda da yorum yoktu. Oysa ki ben Kortun'un 'Şikâyet Etme' başlıklı konseptini pek sevmiştim. Çünkü artık şikâyet edilecek konusu bol ülkelerden gelen biri olarak şikâyet içermeyen bir sergiyle bienale katılmamız gururumu okşamıştı. Lakin Batılı gazeteciler için aynı duygular söz konusu değil. Bir satır övgü yazısı çıkmaması buna işaret. Gelgelelim Gülsün Karamustafa'nın sinemasına... Yani Yapı Kredi Sanat Galerisi'nde açtığı son sergisine... Rene Block küratör. Galerinin yerlerinde kalın kırmızı halılar, rengârenk duvarlar, oda oda küçük sinemalar... Panter desenli kıyafetli kadınlar, punklar ve geçmiş zamanın nezih İstanbul plajları görüntüleri... Bir nostalji sineması mı, bir karşıtlıklar sineması mı, adını siz koyacaksınız. Karamustafa öyle istiyor. Bir izleyici "Burası yapı kerhane bankası mı?" diyerek sormaz mı sergi açılışında... Ömer Koç'a koşarak gittim anlattım. "Biliyorum," dedi, "Hiç sakınca görmüyorum," diye de gülerek ekledi. Ne de olsa Ömer Koç. Bu yaşanan devrimin arkasındaki isim. Bu devrimin arkasındayız. Lakin daha çok yolumuz var. Ama yollar da yürüyerek aşınmaz.
Yayın tarihi: 7 Aralık 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/07/cm/haber,2549EDC6D24345328D12A60D1B9EFAEB.html
Tüm hakları saklıdır.