Beyaz Melek'te Yıldız Kenter (solda) ve Toron Karacaoğlu (sağda) gibi pek çok usta oyuncu bir arada...
İLİŞKİLİ HABERLER
Muhteşem kadrosuyla bir hüzün senfonisi
Muhteşem kadrosuyla bir hüzün senfonisi
Filmler vardır: 'Babaların günahı', 'anaların günahı' diye... Peki, ya 'evlatların günahı' nerede? Hangi evlat ana-babasına karşı görevlerini tam olarak yerine getirdiğini söyleyebilir? Ailemizin büyüklerine karşı en hafif deyimiyle eksik davranışlarımız, en iyi paylaşılmış insanlık suçlarından biri değil midir? Mahsun Kırmızıgül'ün şaşırtıcı ilk yönetmenlik denemesi Beyaz Melek temelde bu konuya değiniyor. İstanbul'da tedavi için getirildiği hastaneden kaçan Diyarbakırlı aşiret reisi Mala Ali, kendisini bir huzurevinde bulur. Peşinde onu arayan iki oğlu olduğu halde... Burdaki ihtiyarlar tarafından çok iyi karşılanan Ali Bey, onlarla dost olur, yaşlı bir çiftin düğününe katkıda bulunur. Ve sonra, aralarından bir grubu kendi köyüne davet eder... Kırmızıgül, yazıp yönettiği filmde bir yandan yaşlılarımıza karşı davranışlarımızı sorguluyor. Öte yandan, 'İstanbul dukalığı' ile Doğu'daki aşiret kültürünü karşılaştırıyor. Filmin, kimileri senaryodan gelen aşırı naif yanları var. Özellikle, zalim bir hemşireye karşın tüm diğer huzurevi sakinleri birer kanatsız melek gibi sunuluyor, o yatalak kadın figürü aşırı biçimde kullanılıyor, iş Doğu'ya geldiğinde o kültür abartıyla yüceltiliyor. Elbette çok güzel şeyler içeren bir kültür, ama örneğin töre cinayetlerini ve mal gibi kullanılan kadını da barındırmıyor mu? Kırmızıgül aslında sinema olarak daha etkileyici olan bu ikinci bölümde, kökenlerini fazlasıyla hatırlıyor ve sanki içinde doğup yetiştiği kültüre biraz iltimas geçer gibi oluyor. Ama ne gam... Film kısa zamanda temposunu buluyor ve seyirciyi bir daha kopmamacasına, bir hüzün senfonisi dinlemeye çağırıyor. Öylesine başarılmış sahneler var ki, tüm eksikleri bağışlatıyor, kusurları unutturuyor. Örneğin Yıldız Kenter'in bahçede uyuyan kardeşlerin üzerini örtmesi, Dicle üzerindeki ışıklı düğün şöleni. Ve de iki ölüm sahnesi: Kolay unutamayacağınız, belleğinize çakılıp kalacak iki sahne... Bu sahneler için bile olsa, film görülmeye ve Mahsun kutlanmaya değer. Çok güzel, ama biraz aşırı kullanılmış bir müziğin yanı sıra, muhteşem oyuncu kadrosu da çok iyi. Kimileri biraz abartıyor belki, ama bir daha kimbilir ne zaman perdeye gelecek bunca değerli ismi birlikte izlemek, ayrı bir keyif. Kısacası, Kırmızıgül ilk yönetmenlik sınavını alnının akıyla veriyor. En iyisi, benimki dahil tüm yazıları unutun ve bu filmi görmeye koşun!...
BEYAZ MELEK * * *
Yönetim ve senaryo: Mahsun Kırmızıgül/
Görüntü: Eyüp Boz/
Müzik: Yıldıray Gürgen, Kemal Sahir Gürel/
Oyuncular: Erol Günaydın, Yıldız Kenter, Arif Erkin, Bilge Zobu, Lale Belkıs, Tomris Oğuzalp, Toron Karacaoğlu, Mahzun Kırmızıgül, Sarp Apak, Nejat Uygur, Serap Pak, Cezmi Baskın, Ali Sürmeli, Cihat Tamer, Zeynep Tokuş, Suna Selen, Erol Demiröz, Fırat Tanış, İlkay Saran, Necmi Yapıcı, Salih Kalyon, Nurşin Demir/ Boyut Film yapımı.
İLİŞKİLİ HABERLER
Muhteşem kadrosuyla bir hüzün senfonisi
Yayın tarihi: 1 Aralık 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/01/ct/haber,26CF9169622B46D09ABFB4466F0A4328.html
Tüm hakları saklıdır.