Erenköy'de sahil yoluna paralel bir sokakta hizmet veren Bistro 33'ün başarısının sırrı, zengin mönüsünde yatıyor. İtalyan mutfağı ağırlıklı olsa da Türk damak tadını arayanları da mutlu edecek seçenekler var..
Günün ve gecenin her saatinde yoğun kalabalıkların odağı Bağdat Caddesi civarındaki sokaklar, son yıllarda hızla canlanıyor. Buralardaki dükkânlar, cafe ve restoranlar da artık Cadde'nin üzerindekiler kadar ilgi görüyor. Bu yöredeki mekanların Avrupa yakasındakilerle rahatça boy ölçüşebildiğini, hatta onların büyük bir bölümünü geride bıraktıklarını söyleyebilirim. Ülkemizin pek çok kentinden daha büyük, daha canlı bir ilçe olan Kadıköy'ün insan profili de dev metropolün diğer kesimlerinden farklı. Bunun sonucu olarak bu yakadaki restoranların ayakta kalabilmeleri için kalite fiyat dengesini iyi tutturmaları gerekiyor. Nişantaşı'nda yemekleri vasat, fiyatları rekor düzeyde bir restoran uzun süre ayakta kalabilirken, Anadolu yakasında bu gibi yerlerin pek şansı yok. Genellikle Bağdat Caddesi ve çevresini iyi bildiğimi sanırdım. Erenköy ile Caddebostan arasında, sahil yoluna paralel bir sokağa hiç uğramadığımı, geçen hafta fark ettim. Meğer burada yaklaşık iki buçuk yıl kadar önce bir bistro açılmış ve benim dışımda Kadıköylüler ve hatta karşı yakadan gelenler çoktan burayı keşfetmiş. Bistro 33, sahil yolu yapılmadan önce bölgenin en görkemli yalılarından Zincirli Köşk'ün adını taşıyan sokakta. Yalı yıkıldıktan sonra yerine yapılmış apartmanın altında yer alıyor. Adındaki '33' sayısı da daha önce burada bulunan Kulüp 33'ten kalma. Karşı köşesinde, Anadolu yakasının ünlü Beyaz Fırın Pastanesi'nin şubesi var. Bana burayı salık veren arkadaşım, kesinlikle yer ayırtmadan akşam yemeğine gitmememi tembih etti. Ramazan'da talebin düşeceğini hesaplayarak tavsiyesine uymadım. Ancak kapıdan girdiğimde, arkadaşımın beni uyarmakla ne kadar haklı olduğunu fark ettim. Son günlerde akşamları hava epey serinlediği için restoranın iç kısmı Ramazan'a rağmen tümüyle dolmuş, terasta da tek tük boş masa kalmıştı. Restoranın kapalı kısmı, apartman dairelerinin tavan yüksekliğinde olduğu için, içerisi dolduğunda büyük bir uğultu oluşuyor ve sofra sohbetini zorlaştırıyor. Geniş mekânın sağ tarafında uzun bir bar tezgahı var. Biz gittiğimizde tezgâhın önü de kalabalıktı. Mekanın bu yarısı bar olarak hizmet veriyor. Kapıdan girildiğinde sol taraf ise restoran. Meraklıları kışın burada, şöminenin önündeki masada oturmak için günler öncesinden yer ayırtıyorlarmış. Bistro 33'ün başarısının sırrı, daha mönü önünüze getirildiğinde belli oluyor. Burada gerçekten az restoranda görülebilecek kadar zengin çeşit mevcut. Ayrıca bunların önemli bölümü buraya özgü, başka yerlerde pek rastlanmayacak türden. Fiyatlara baktığınızda, oldukça makul tutulduğunu görüyorsunuz. Bu da bu mekânın ikinci avantajı. Yemeklere geçmeden önce içki fiyatlarına göz attığınızda ise şarap listesinin yerli ve uluslararası çeşitler arasından iyi bir seçim yapılarak hazırlandığını, son zamanlarda giderek daha fazla ilgi gören rozelere de yer verildiğini, fiyatların pek çok restorana göre daha makul olduğunu fark ediyorsunuz.
KEPEKLİ MAKARNA ÇOK İYİ
Mönü İtalyan mutfağı ağırlıklı. Et ve levrek carpaccio, caprese, melazzane involtini, sardalye ripiene, caponata melazzane, ricotta fritto, karides, bruschetta, melazzane alla parmigiana, mönüdeki soğuk ve sıcak başlangıçlar arasında, İtalyan mutfağından bazı başlıklar. Ancak bu İtalyan spesiyaliteleri dışında Türk damak tadını arayanları mutlu edecek de birçok çeşit var. Örneğin buraya gelirken tavsiye edilen pazı dolmasını tattım. Çok nefisti. Zeytinyağlı enginar, deniz mahsullü güveç, zengin salata mönüsü de yerli lezzetler arayanlara göre. Bistro 33'e sadece pizza yemek için de gelinebilir. Zira buranın pizza mönüsü, iyi bir pizzacıdaki kadar kapsamlı. Makarna çeşitlerini de saydım, tam 16 farklı makarna yapılıyormuş. Bunlar arasından tattığım tagliatelle ragu, kepekli undan yapılmıştı. Kepekli makarnayı lezzetli yapabilmek zordur. Aşçı bu zoru başarmıştı. Ana yemekler içinde Meksika usulü, baharatlı, enginarlı, rokalı soğanlı biftekler, buharda sebzeli, gorgonzola soslu ve porcini mantarlı ya da sadece mantar soslu ya da dömiglas soslu bonfileler, Mornay soslu, Meksika usulü piliçler, levrek ya da somon ızgara, haşhaşlı somon, karides ızgara, orkinos köftesi gibi deniz ürünleri arasından seçim yapabiliyorsunuz. Ancak isterseniz bir tür yoğurtlu kebap olan 'Turkish kebab', dana involtini, dana ossobucco gibi fantezi yemekleri de deneyebiliyor, hatta Uzakdoğu'nun noodle'larını da tadabiliyorsunuz. Ben bunlar arasından zor bir yemek olan ossobucco'yu denedim. Biraz fazla pişirilmesi dışında özellikle zengin baharatla hazırlanmış oluşu beni etkiledi. Tatlı mönüsünü ise tiramisu, krem brüle, cheese cake, volcano gibi son yılların moda tatlılarının yanı sıra çikolatalı parfe ve kestane cup gibi geçmiş dönemlerin spesiyaliteleri, queen tower, meyveli milföy aşkı gibi ilginç görünenler ve şekerpare gibi Türk tatlılarından şaşmayanlara göre olanlar süslüyor. Yemeklerin lezzeti ve sunum estetiğinin ötesinde, garsonların sıcak ilgisi ve yemeklerin servisindeki zamanlamaları bizi memnun bıraktı. Bistro 33'ü geç keşfettim, ama eve döner dönmez ilk işim, telefonunu, her zaman gidebileceğim mekânlar listesine kaydetmek oldu.
Beğendiklerim:
İster yemek öncesi ya da sonrası bir içki içmek için, istenirse öğlen ya da akşam mükemmel bir yemek yemek için gidilebilecek mönüsü zengin, servis personeli başarılı, oturmuş bir restoran.
Beğenmediklerim:
Yazın önündeki teras deniz manzarası olmamasına rağmen huzurlu ve keyifli ama apartmandan bozma kapalı kısım dolduğunda, basık tavanı yüzünden çok gürültülü. Bir de ossobucco'yu biraz daha az pişirseler!..
Lezzet * * * *
Servis * * * *
Ambians * * *
Bistro 33
Bağdat Cad. Zincirli Köşk
Sok. Köşk Apt. 10/1,
Erenköy
Tel: 0216 478 65 50
Yayın tarihi: 17 Kasım 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/17/ct/haber,285B20109F3D47FB966207031709D82A.html
Tüm hakları saklıdır.