Bu yıl sosyetenin akınına uğrayan Çeşme'de, keşfedilmeyen neredeyse tek yer kalmadı. Rüzgâr almayan nefis Ayayorgi Koyu da İtalyan mutfağından lezzetler sunan Alliance Restaurant'ı barındırıyor. Mekânın mönüsünde salatalar önemli bir yer tutuyor..
Çeşme, tatilcilerin gözdesi haline gelmeden önce burada tek tük yalıların bulunduğu, huzur içinde, küçücük bir koy vardı. Hâlâ kalıntıları görülebilen eski bir manastırdan adını alan Ayayorgi Koyu, Çeşme'nin son yıllarda ünlenmesiyle, tümüyle plaj, restoran ve kulüplerce paylaşıldı. Geçtiğimiz hafta bu mekânlardan Shayna Beach'te yemek yedim. Burayı İzmir'in mutfağı ile ünlü Alliance Kulübü işletiyor. Shayna Beach ise modern yazlık yerlerin iyi bir örneği... Sabah plaj, öğlen ve akşam restoran, gece ise sabahın erken saatlerine kadar hizmet veren bir bar ve eğlence mekânı. Gittiğimizde güneş yeni batıyordu. Şansımıza tam denizin üstünde, sadece dört kişinin oturabileceği platformdaki masaya buyur edildik. Alliance'ın mönüsü İtalyan mutfağı ağırlıklı... Yazlık bir restoran olduğu göz önünde tutularak da hafif yemekler seçilmiş. İtalyan pastırması breasola, İtalyan jambonu prosciutto, mozzarella peyniri gibi ithal malzemeler kullanılıyor. İştah açıcılar arasında sözü edilen ithal ürünlerin yanı sıra dana carpaccio, somon füme, marin yengeç, kalamar tava, karides ve tavukla hazırlanmış, tatlı-ekşi sos ile sunulan köfteler, ızgara hellim peyniri ve fesleğenli domates sos ile servis edilen ızgara mevsim sebzeleri, dikkati çekiyor. Salatalar, mönüde önemli yer tutuyor. Tropikal salatadan, 'di mare' salataya, bostan salatadan Alliance salataya kadar birçok çeşidi var. İtalyan mutfağının olmazsa olmazları arasında rizottolar, mönüde, dört mantarlı, sebzeli ve deniz mahsullü olmak üzere üç çeşitle temsil ediliyor. Hamur işleri listesi ise gnocchi ile başlıyor, deniz ürünlü spagetti, ravioli, tortellini ve son zamanlarda menülerin olmazsa olmazı penne arrabiata ile devam ediyor.
ET SEVENLER YAŞADI
Ana yemekler içinde ızgara et ve tavuk çeşitleri ağırlıkta. Bonfilenin morel mantarlısını, Cafe de Paris soslusunu, prosciutto'ya sarılıp Milano usulü pişirilmişini bulabiliyorsunuz. Ayrıca dana pirzola ve peppersteak de var. Ancak giderek restoranlarımızda 'biberli biftek' anlamına gelen peppersteak sözcüğü 'kâğıt biftek' karşılığı 'paper steak' olarak yazılmaya başlandı. Burası da aynı hatayı yapmış. Ana yemeklerde karışık deniz mahsulleri, balık ve tavuk çeşitlerine yer verilmiş. Grubumuzdan başlangıç olarak çeşitli salatalar, rizotto ve makarna çeşitleri ısmarlandı. Ardından et ve balık çeşitleri seçildi. Bonfile genellikle her yerde yumuşak olur. Ama dana pirzola riskli bir ettir. Kötüsünü çiğneyemezsiniz. Burada gerek başlangıçlar, gerekse ana yemekler çok başarılıydı. Gerçi bu gidişimde başka Çeşme restoranlarıyla kıyaslama yapma olanağı bulamadım ama ağzının tadını bilen İzmirli dostlarım, bu yaz Çeşme'nin en iyi yemeklerinin burada yendiğini söyledi. Yine de şarap mönüsüyle ilgili eleştirilerim var. Mönüde Sauvignon Blanc Chardonnay, Kalecik Karası Şiraz, Boğazkere, Öküzgözü, Cabernet Sauvignon isimlerini gördüğünüzde üzüm çeşitlerinin sıralandığını düşünüyorsunuz. Oysa bunlar, mönü kartının en altındaki yazıdan anlaşıldığına göre, tümüyle Kavaklıdere firmasına ait şarapların adları... Ama ne üretim yılı belirtilmiş ne de başka bir açıklama... Ayrıca tek bir firmanın şaraplarının bulundurulmasını da bir tüketici olarak içime sindiremiyorum. Özetle restoranın genel kalitesine şarap mönüsü yakışmıyor. Yine de hâlâ çok sıcak geçen Çeşme akşamlarında gece kulüp ortamına dönüşüp koyu çevreleyen mekânlardan müzik bombardımanı başlamadan önce lezzetli ve huzurlu bir yemek yemek için burası ideal adres.
Yayın tarihi: 17 Kasım 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/17/ct/haber,16CFA17414AD4A27A1338EE63BD36442.html
Tüm hakları saklıdır.