Son dönemin salgını facebook'un bu kadar işe yarayacağını hiç düşünmemiştim. Oradan ilkokul arkadaşınızı buluyorsunuz, o arkadaşınız Güney Afrika'ya yerleşmiş oluyor ve 2010 Dünya Kupası ev sahibiyle ilgili dehşet verici şeyler anlatıyor.
Habib Sarıdikmen ilkokul arkadaşım. Yıldız Teknik Metalurji bölümünden mezun olduktan sonra doktorasını Güney Afrika'da yapıyor. Johannesburg'ta yaşıyor. Büyük ihtimalle de kariyerini orada sürdürecek. O ülke hakkında anlattıklarını dinleyince,
"Bu kupa bu ülkede düzenlenirse çok az gazeteci ülkesine geri dönebilir" diyorum. GÜNEY AFRİKA'DA GÜVENLİK SIFIR FIFA Başkanı Sepp Blatter'in tamamen oy kaygısıyla 2010 Dünya Kupası'nın ev sahipliğini verdiği Güney Afrika'da güvenlik diye bir şey yok.
Günde işlenen ateşli cinayet sıralamasında dünya birincisi, tecavüz vakasında ise dünya ikincisi. Herhangi bir markete gittiğinizde sahibi sizi gülücükle değil pompalı tüfekle karşılıyor. Girilmemesi gereken caddelerin sayısı girilebilir cadde sayısından kat kat fazla. Havaalanına indiğinizde kapıdaki taksilerin hiçbirine güvenip binemezsiniz. Çünkü alkolsüz şöför yok ve bunların çoğu sizi istediğiniz yere değil, dağın başına götürüyor, neyiniz var neyiniz yoksa gasp ediyor, eğer yüzde bir vicdanı kaldıysa şehir merkezine bırakıyor. Öğleden sonra 16:00'da bu ülkede hayat bitiyor ve korkudan çoğu dükkan kepengini kapatıyor.
Nelson Mandela kazandığı mücadelenin ardından Güney Afrika'nın başına geçtiğinde tüm siyahi ülkelerin kardeşleri olduğunu ve kapılarının herkese açık olduğunu söyledi.
Mozambiklisi, Zimbabwelisi, Botswanalısı, Namibyalısı ülkeye akın etti. Zaten yeni yeni ayaklarının üzerinde durmaya çalışan ülkede güvenlik oluşturulamadı. Uyuşturucunun sigaradan ucuz olduğu, 5 YTL'yi verdiğinizde istediğiniz şeyi yapacak insanların olduğu bir ülke haline geldi.
CEO'DAN İTİRAF Üstelik son dönemde baş gösteren başka sıkıntı ise elektrik. Komşu ülkelere de elektrik veren Güney Afrika'da eski yönetimin,
"Elektrik yatırımı yapmazsanız 2008'den itibaren ciddi sıkıntı yaşarsınız" uyarısı dikkate alınmamış. Akşam saatlerinde bu sıkıntıdan ötürü TV'lerde sık sık, "Fazla lambanızı kapatın. Klimanızı kapatın" uyarısıyla karşılaşıyorsunuz. Elektrik kesintileri artık bir rutin halini almış.
Hadi bunları bir kenara bıraktık, Habib yemeğin sonlarına doğru bombayı patlatıyor: "Bu ülkede doğru dürüst otel yok. Artık Zimbabwe'de veya Mozambik'te kalırsın, böylece birkaç ülke görürsün" diyor. Bunu artık şaka olarak algılıyorum. Ertesi gün bana bir röportaj gönderiyor, gözlerime inanamıyorum. New African Dergisi'nin Ekim sayısı. Mercy Eze isimli gazeteci 2010 Dünya Kupası'nın CEO'su Danny Joordan ile röportaj yapmış. Joordan'ın ifadesi aynen şu şekilde:
"2010 tüm Afrika'nın sahipleneceği bir turnuvadır. Mozambik başta olmak üzere komşu ülkelerle işbirliği yapıyoruz". Ardından bombayı patlatıyor: "Bazı takımlar komşumuz olan ülkelerde ağırlanacak. 2 milyonun üzerinde insan bekliyoruz. En az 300 gazeteci gelecek (Yalana bak 2006 Dünya Kupası'nda sadece 300 Japon gazeteci vardı. Mehmet Demirkol şahidimdir). Böylece gelecek misafirlere de değişik ülkeleri tercih etme şansı doğacak."
Adam resmen bağıra bağıra "Biz bu işi yapamayacağız" diyor. G.Afrika Emniyet Genel Müdürü televizyona çıkıp, "2010 Dünya Kupası'nda güvenliği nasıl sağlayacaksınız" sorusuna "Haziran-Temmuz ayları cinayet ve suç işleme oranlarının en düşük olduğu dönemdir" gibi sorumluluk (!) içeren bir yanıt veriyor. 2010 Dünya Kupası'na Güney Afrika'nın ev sahipliği yapması imkansız. Blatter'e rağmen!
Bugünkü Tüm Yazıları
Aman biz 2010'a gitmeyelim!
Yayın tarihi: 26 Ekim 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/26//haber,ADD2F794B6FF42FAAAFAEE027B4439FB.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.