kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Ekim 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Şebnem Dönmez: Çok hiperaktif bir tipim. Bence sunuculuktaki başarımın büyük bölümünü de bu özelliğime borçluyum. Sunuculukta yavaş konuşursanız, bayılır herkes!

Neden boşandığımı annem-babam bile bilmez!

EYLEM BİLGİÇ GÜNAYDIN
1 Kasım'da perdesini açmaya hazırlanan 'Oyunun Oyunu' adlı komedide sahneye iç çamaşırıyla çıkacak olan Şebnem Dönmez, özel hayatını deşifre etmek istemiyor: Annem babam bile neden boşandığımı bilmez. Her şey benim en içimdedir!..
İLİŞKİLİ HABERLER
Neden boşandığımı annem-babam bile bilmez!
'Türkiye'nin en iyi sunucusu' olduğunu iddia eden Şebnem Dönmez, bu sezon iş yoğunluğundan başını kaşıyacak vakit bulamayacak! 'Eşref Saati' adlı dizide 'Feraye' olarak ekrana gelen Dönmez, Oyunun Oyunu' isimli komediyle de 1 Kasım'da tiyatro sahnesinde olacak. BKM tarafından sahnelenecek oyunda, 'Brooke' adlı seksi bir kadını canlandırmaya hazırlanan genç oyuncu, "Artık kendimi vamp kadını oynamaya hazır hissediyorum" diyor...

* 'Oyunun Oyunu' sizin ilk tiyatro çalışmanız mı? Aslında ilk sayılır. Bu gerçekten çok profesyonel bir ekiple ilk deneyimim. Benim için çok heyecan verici bir proje çünkü; uzun zamandır komedi yapmak istiyordum. Geçen yıl sunuculuğa odaklanmıştım ama bu yıl oyunculuk meselesine geri döndüm.

BİLET ALAN GÖRECEK

* 'Oyunun Oyunu' projesine nasıl dahil oldunuz? Bu Michael Frein'ın yazdığı, çok güzel, çok komik ve Türkiye'de defalarca oynanmış bir oyun. Bir gün beni Volkan (Severcan) ile Necati Abi (Akpınar) aradı ve bana teklif etmeyi düşündükleri rolü anlattılar. Oyunumuzun yönetmeni Mehmet Ergen benimle çalışmayı çok istemiş. Ekibimizde çok çok iyi oyuncular var. En başta Yasemin Yalçın gibi usta bir oyuncuyla çalıştığım için çok mutluyum.

* Nasıl bir kadını oynuyorsunuz? Çok aptal bir aktristi canlandırıyorum. 'Oyunun Oyunu', yeteneksiz bir tiyatro ekibinin çok başarısız ve çok kötü bir oyunu nasıl oynayamadığını anlatıyor. Seyircinin merak ettiği kulis arkasını ortaya koyuyoruz bu oyunda.

* Oyunun bir yerinde iç çamaşırlarıyla kalıyormuşsunuz galiba... Aaa evet, öyle bir durum var ama siz hiçbir zaman göremeyeceksiniz! Ancak bilet alıp gelenler görecek!

* Yani göremeyecek olanlar gazeteciler mi? Bu insanlara çok aksettirilecek bir şey değil. En azından ben bunu ortaya koymak istemem. Çünkü bu, çarşaf giymekle aynı şey benim için. Çünkü aynı zamanda oyunun içinde çarşaf da giyiyorum. Sizin adınıza olabilir ama bunun benim adıma hiçbir farkı yok. O yüzden bu benim sizinle konuşabileceğim bir konu değil aslında. Oyun ve oyuna emek veren insanlar gözardı ediliyor, bütün dikkat iç çamaşırı sahnesine çekiliyor. Benim de oyuncu olmak isteyen bir insan olarak, en son istediğim şey olur bu.

* Biz sizin çok vamp, seksi kadınları oynamanıza alışık değiliz. Sizi hep güzel, sevimli kız olarak izledik. Ama bu yıl hem tiyatroda, hem de 'Eşref Saati' adlı dizide seksiliğiniz öne çıkıyor... Ben genellikle kaçardım böyle rollerden. Ama bu yıl sanırım, bu tür rollerden kaçmayacak kadar kendime güven duymaya ve oyunculuk konusunda yol katettiğimi hissetmeye başlamış olmalıyım.

BAKIŞ AÇISI DEĞİŞTİ


* Vamp kadını oynamak zor mu yani? Yok zorluğundan değil. İnsanların, özellikle de basının dikkati yaptığınız işe ve işin mesajına değil; tamamıyla çıplaklığa ya da dişilik, seksilik gibi meselelere gittiği için, hiçbir zaman istememiştim bu rolleri.

* Bu artık aldırmadığınız anlamına mı geliyor? Artık kendimi koruyabilirim diye düşünüyorum. Tabii zamanla insanların da bakışları değişiyor. Her şeyi bırakıp canlandırdığım kadının seksiliğiyle ilgileneceklerini sanmıyorum.

* Başınızdan bir evlilik ve ayrılık geçti. Ancak hiç kimse Ezel Akay'dan neden boşandığınızı bilmedi. Özel hayatınızı çok fazla koruma altına aldınız sanırım... Bundan 10-15 yıl önce, 'Sabah Şekerleri'ni yaparken mesela hiç böyle değildi. Saçma sapan haberler çıkardı ve hepsi yalan olurdu ama zaman içerisinde nasıl yaşamam gerektiğini öğrendim. Çünkü ben bunu istemiyorum. Ben sadece yaptığım işle anılmak istiyorum. Ve bu hep böyle olacak. İnanın bana, annem babam bile bilmez benim neden boşandığımı. Her şey benim en içimdedir.

PAYLAŞIMCI DEĞİLİM

* Hiç mi yaşadıklarınızı paylaşma ihtiyacı duymuyorsunuz? Çok paylaşan biri gibi gözükürüm ama çok da paylaşımcı değilimdir. Çok nadir anlatırım yaşadıklarımı.

* Sonuç olarak insanlara evliliği tavsiye ediyor musunuz? (Gülüyor...) Bu hayatta ne istediğinle, neyi aradığınla ilgili bir şey aslında. Benim boşandıktan sonra ilk hissettiğim şey; 'ilişkilerle ilgili hiçbir şey bilmiyormuşum' oldu. Hâlâ da öyle hissediyorum. Bir ilişkiyi sürdürmenin çok zor olduğunu düşünüyorum. Bazen de hayatının öyle bir dönemine denk gelir ki; her şey 'cuk' oturur. Aslında evliliğin kötü olması ya da ilişkilerin zor olmasıyla ilgili bir şey değil bu; senin buna hazır olup olmamanla ilgili. Çoğu zaman da ne istediğini bilmiyor insan. 'Aaa ben evlenmek istiyorum' diyorsun ama bir bakıyorsun; aslında sen evli olmaması gereken birisin. Yani bunun, bu dünyada yaşayan insanlar kadar varyasyonu var. Asla üzerinde genelleme yapılacak bir konu değil.
Haberin fotoğrafları