kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Ekim 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

'34 yılda aramızda telepati gelişti'

Tuluhan Tekelioğlu
06.10.2007
Florya'da, yeşillikler içindeki sosyal tesiste buluştuk. Başkan her zamanki gibi dakikti. Ama bu kez İstanbul, trafik, su sorunu, beklenen deprem vs. gibi alışık olduğu konuları konuşmayacağımızı bildiği için, hafif meraklı ama bir o kadar da özgüvenle tanıştırdı bizi eşi Özleyiş Hanım'la. Çok özel alan olarak düşündükleri evliliklerini, ilk kez toplumla paylaşmaya "Evet," dediler. Hem çok dikkatli hem de samimiydiler. "İstanbul'un en güzel kızıydı," dediği Özleyiş Hanım, Kadir Topbaş'la evlendiğinde 16 yaşındaymış. Kadir Topbaş ise 29. Yakın bir arkadaşının çöpçatanlığı sayesinde tanışmışlar, Saray Muhallebicisi'nde. "Bir görürsün, beğenirsen yanımıza oturursun," demiş arkadaşı. "Nasılsa Saray senin yerin, kimse anlamaz!" Kadir Topbaş, Özleyiş Hanım'ı görür görmez yanlarına gitmiş, masaya oturmuş ve bir daha da yanından ayrılmamış. Bu yıl evliliklerinde 34. yıllarına giriyorlar. Kadir Topbaş, "Evlilik bileşik kaplar gibidir," diyor: "Zamanla eşlerin huyları, karakterleri, birbirine geçiyor, sivrilikler törpüleniyor. O süreci iyi değerlendirirseniz, mutlulukla devam ediyor. İnsan her şeyi affeder, adam yerine konmamayı affetmez. Bu yüzden kadının olduğu gibi erkeğin de eşine değer vermesi gerekiyor!"

ÖZLEYİŞ TOPBAŞ
Evlendiğimiz günden bu yana az görüştüğümüz çok oldu ama bunu olay haline hiç getirmedim. Eşim zevklidir. Onu hep takım elbiseyle gördüm. Kendi kıyafetlerini kendisi seçer.

Eşim zevklidir. Onu hep takım elbiseyle gördüm. Kendi kıyafetlerini kendisi seçer.

Toplam altı saat uyuduğunu az gördüm. Yerinde duramaz. Boş kaldığı gün evin altını üstüne getirir.

Heyecanlıdır. Yolculuklardan önce telaş eder. Bu yüzden bir yere rahatlıkla yetişecekken vaktinden önce gittiğimiz çok olur.

Stresli olduğu zaman direksiyonun başına geçer, rahatlar.

İyi yemek yapar ama mutfağa sokmam.

KADİR TOPBAŞ
Hanım güzel dikiş diker, müthiş yemek yapar. Kızımızın çeyizi annesinin elinden çıktı.

Hanımla aramızda 34 yılda bir nevi telepati oluştu. Ne istediğini hissedip eve getirdiğim çok olmuştur.

Özleyiş evden çıkmadan önce daha yavaş hazırlanır. Sabredemem.

Birlikte Hatırla Sevgili'yi izleriz. Kaçırdığım bölümleri hanım benim için kaydediyor. Anılarımı hatırlıyorum bu diziyle.

Hanımın önsezilerine güvenirim. Ona sorarım. İyi sırdaştır.

- Neden güzel eşinizi bizden yıllarca sakındınız?
- Kadir Topbaş:
Şu an İstanbul gibi bir dünya kentinin yönetim görevi bana verildi. Bir ailemiz var, özel hayatımız, çocuklarımız var. Şimdi de torunlarımız geldi. Eşim zaten çok ön plana çıkmak istemez. Kadın Koordinasyon Merkezi'nin başkanlığını götürüyor. Binlerce insana yardımcı oluyor ama medyada çok gözükmüyor. Aslında o da yoğun çalışıyor.
- Özleyiş Topbaş: Çok görünmemek benim tercihimdi. Başkanın programları yoğun ve bütün programlarında benim bulunmam mümkün değil. Gün içinde sosyal konularda zaten yoğun çalışıyorum ama akşamları erkenden evde olmayı tercih ediyorum. Torunlarımla vakit geçirmek güzel.

- Evde birbirinize nasıl hitap edersiniz?
- K.T:
Özleyiş'e ben "Hanım," derim.
- Ö.T: Başkana, "Kadir," diye seslenirim.

- Günde kaç saat görüyorsunuz birbirinizi?
- Ö.T
: Akşam mutlaka bir araya gelmek bizim için lüks şu anda. Espriyle karışık hep söylüyorum. Beyoğlu Belediye Başkanlığı döneminde özel kaleminden randevu alıyorduk ama Büyükşehir Belediye Başkanı olunca bazen randevu bile alamıyoruz...
- K.T: Ha ha ha.

- İşlerin arasında, mesela havalar güzelken "Hanım atla gel, şurada bir limonata içelim," dediğiniz özel bir yeriniz var mıdır İstanbul'da?
- K.T:
Her yer olabilir, yeter ki beraber olalım.

- Kaç yıldır berabersiniz?
- Ö.T:
Seneye evliliğimizde 35. yılımız dolacak!

- Kaç yaşındasınız Özleyiş Hanım?
- Ö.T
: 1958 doğumluyum. 49 yaşındayım.
- K.T: Aramızda 13 yaş fark var.

- Birbirinizi ilk nerede gördünüz?
- Ö.T:
Saray'da! (Kadir Topbaş'ın ailesine ait tarihi Saray Muhallebicisi)
- K.T: Daha doğrusu Saray'da görüştürüldük. Bir arkadaşımın (Ali Erilli) eşi, Yıldız Hanım benimle konuşurken bekâr olduğumu öğrenince, eşinin akrabası olan çok güzel bir kızdan bahsediyor. Kocası espri mahiyetinde birkaç kez söylüyor bana ama üstünde çok durmuyorum. Aradan biraz zaman geçince tekrar bahsediyor. İlla benim o kızı görmemi istiyorlar. "Saray'a gelirsin, zaten kendi yerin. Biz geliriz, çakılmaz, tesadüfen görmüş olursun, bir muhallebi yeriz, istersen yanımıza oturursun," diye ikna ettiler beni.

- Sonra ne oldu?
- K.T:
Hemen yanlarına oturdum tabii. (Ha ha ha)
- Ö.T: Benim hiçbir şeyden haberim yok.

- İlk görüşte "İşte eşim," mi dediniz içinizden?
- K.T:
Bir adımdır bu. Çok ciddi bir iş. Sıcaklık hissettim ilk an, pozitif hisler... O sıcaklığı aldığınız zaman içinizden "Olabilir," diyorsunuz. Ve arkası geldi.
- Ö.T: Muhallebi yemeye gittiğimizi sanırken, neler olmuş... Kendisini görünce durumu anladım hemen. Hissettim.
- K.T: Ciddi misin Hanım?
- Ö.T: Anlamıştım hemen. Tam detay olarak hatırlamıyorum ama bir sıcaklık olmasa devam etmezdim. İlişkiler zaman içinde olgunlaşır. İlk anda beğenirsiniz. Zamanla fikirleriniz uyuşursa, ortak şeyleri paylaşırsanız, ilişki gelişir. Kadir'le tanıştıktan bir yıl sonra evlendik. Aramızı yapan kişi, bizim de akrabamız olduğu için bir referans vardı. Rahmetli babam da kendi çapında bir araştırma yapmıştı. Uygun görülünce de evlendik.