Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Geçen gün şefin, Hıncal Uluç, "Mahalle Baskısı" adlı yazısını okuyordum. İstanbul'da Beyti lokantasına gidip de şarap içmek isteyen bi müşteriye garsonlar "İftara kadar yok!" demişler. Kanyon Konyalı'da da iftar saatine kadar yemek servisi yapılmıyormuş.
"Eh, İstanbul'da durum buysa burada olanlar normal.." diye düşündüm. "Burada" dediğim Şanlıurfa. İki gündür buralardayım .. Değil şarap istemek, top atılana kadar lokantanın kapısından içeri girmek dev bi yürek ister.
Şefin yazısını okumadan az önce oteldeki odamda "Amerikan bar" denilen küçük buzdolabının kapağını açtım. İçinde her çeşit kolalı içecekle çikolatamsı yiyecek mevcut. Ama alkollüler namına, bira bile yok.
Boş bulunup otel görevlisine "Niye?"diye soracak oldum. Yüzüme öyle bi baktı ki durumu kotarmaya giriştim.
"... hani yabancı turistler filan!?.."
"Yabancı turist dinimize saygılı olsun!.. Burası Müslüman memleket!" dedi. Ve odanın duvarına yapıştırılmış yeşile boyalı koca bi ok işaretinin istikametinde yürüyerek dışarı çıktı. O ok "Kıble"yi gösteriyormuş!
İskenderun'dan çizgiyi çek.. Doğusunda "Mahalle Baskısı" laf.. Şehir Baskısı var tümden şehir!
Bakıyorum, etrafta tek tük de olsa yabancı turistler de gözüküyor. Sıcaklık desen 30 derece.. O güneşin altında orayı burayı dolanıp duruyorlar. Bilader adamlar niye susuz ve aç kalsın. Gezecek, görecek, para sarf edecek.
Hani bu gibi yerlere hiç değilse "nöbetçi eczane" gibi "nöbetçi lokanta" araya da bi kaç tane "nöbetçi büfe" konsa.. Susayan bi yudum bişeyler içebilse acıkan yiyebilse.. Acaba çok mu aykırı olur?
Şanlıurfa'da Göbeklitepe diye bi yer var. Bu Göbeklitepe şehrin 10 kilometre kadar uzağında. Toprak bi yol. Gidiyorsun gidiyorsun yollar çatallaşıyor, ne bi işaret levhası, ne bi yazı. Otel odasında ok var burada "nokta" bile yok! Göbeğe geldin mi, geçtin mi belli değil. Ortada biallahın kulu gözükmüyor ki sorasın. Issız..
Nihayet bi kazı alanına geldim. Geldim ama "n'olur n'olmaz..." Kesseler DNA'mdan bile beni bulamazlar. Çevreme doğru dürüst bakamadan, daha da ötelere gidemeden (esas ana tapınak oradaymış) döndüm.
Bu Göbeklitepe bak neresiymiş. Uygarlığın ilk doğduğu yer! Hani ilk uygarlık izlerinin Filistin veya Mezepotamya'da bulunduğu kabul ediliyor ya şimdi buradaki kalıntılardan anlaşılıyormuş ki ilk uygar insanlar Şanlıurfa'nın 10 kilometre ötesinde yaşamışlar! 11 bin yıl önceden bahsediyoruz.
Acaba Şanlıurfalılar bunların torunlarının torunlarının torunlarının....torunları mı?
Eğer öyleyse, Türkiye'nin bi çok yeri gibi, şimdiki uygarlıktan maalesef çok gerilerde kalmışız. Arkeologlar, Göbeklitepe'nin altında muazzam bi tarihin yattığı söylüyor. Ama bizim bu kafayla oralara ulaşmamız daha bin yıl alırmış! Anlayacağın Göbeklitepe'nin üzerinde Bekir Coşkun'un "Göbeğini Kaşıyan Adam" vaziyetleri. Durum aynen bu.
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.