kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Ekim 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Son filmde Harry Potter ve arkadaşları hayatın ciddi yanlarını da keşfediyor.

Harry Potter büyüyor, öpüşüyor... Ve liderliği öğreniyor

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
11.08.2007
Uzunca zamandır her yıl, yeni Yüzüklerin Efendisi, yeni Harry Potter, yeni Örümcek Adam ya da, çok daha eskilere gidersek, yeni Batman, yeni James Bond karşısında durum ve konumumuzu yeni baştan saptamaya çalışıyoruz. Belki asıl önemsediğimiz, gönül verdiğimiz sinema bu değil. Belki yeni Harry Potter diyelim ki Antonioni veya Bergman'ın ölümleri kadar bizi etkilemiyor. Belki artık temelde küçüklere yönelik bu çağdaş efsanelerin, sinemanın yazılı metinlerden yola çıkıp kendine özgü zenginliğiyle bire bin katarak yarattığı bu görkemli masalların, sonuç olarak yine de birer masal olduğunu hatırlayıp daha ciddi şeylere ihtiyaç duyuyoruz. Ama sonuç değişmiyor. Bir yandan zamana uymak, modaları yeterince önemsemek ve her biri nerdeyse kendi müritleri bulunan birer mezhep haline gelmiş bu kahramanları ve öykülerini izlemek kaçınılmaz oluyor. Öte yandan, daha da önemlisi, bu bildik kahramanların dünyalarında her seferinde yeni özellikler keşfetmemek ve de sinemanın onlara hızla gelişen teknolojiyle de bağlantılı olarak yaptığı katkıları görmezden gelmek mümkün değil. imdb sinema portalında bir Harry Potter hayranı şöyle yazıyor: "Romanlarına bayılıyorum. Ama onları özetleyen ve birçok sayfayı atlayan filmleri de seviyorum". Bir Harry Potter okuru olmadığım için, en azından böyle bir derdim yok. Ama bir Harry Potter seyircisi olarak, bu serüvenin filmden filme gelişmesine, hemen her filmde yenilenen yönetmenlerin kattığı kişiselliğe, yine her filmde karşımıza gelen yeni oyuncuların seçimine ve performanslarına hayran olmamak elde değil. Ve de şu yargı sanırım doğru: Her Harry Potter filminin, asıl kitap kadar, tüm bunlardan da kaynaklanan özgün bir kişiliği var. Sinemadaki bu beşinci serüvenin özellikleri ne peki? Öncelikle, kahramanlarımız büyüyor, hayatın fantezi kadar ciddi yanlarını da keşfediyorlar. Harry için bu, hayli başarılı gözüktüğü ilk öpüşmesi kadar, belki ilk kez büyük bir sorumluluk almak ve liderliğe soyunmak biçiminde gelişiyor. Çünkü vaktiyle ailesini de yok etmiş olan, dizinin asıl kötü kişiliği Lord Voldemort geri dönmüştür. Ama Harry ile beşinci yılını geçirdiği Hogwarts büyücülük okulunun müdürü Albus Dumbledore'dan başka kimse buna inanmaz. Harry, kuralları bozduğu için 'Sihir Bakanlığı' tarafından yargılanır, ancak dostlarının yardımıyla aklanır. Okulu disiplin altına almak için bakanlık 'dünyanın en sinir kadını' sayılabilecek olan Prof. Dolores Umbridge'i yollamıştır. Artık Harry ve arkadaşlarının okul içinde gizlice örgütlenerek bir Dumbledore Ordusu yaratmaktan ve tüm üyelerinin büyü ve dövüş yeteneklerini geliştirmekten başka çareleri yoktur. Demek ki genç kahramanlarımızın büyüme sorunları hikayenin odağına yerleşiyor. Harry, aynı zamanda geçmişine ve ailesinin öyküsüne daha çok ilgi duymaya, onlarla ilgili (ve çok başarıyla verilmiş) karanlık düşler görmeye başlıyor. Bu yeni halka, hem bir insanın geçmişiyle hesaplaşma, hem de kişisel öyküsünü yeni baştan kurma çabasını simgeliyor. Kötülüğe karşı savaşım ise her zaman olduğu gibi sürecektir. Harry'nin yanı başında geleneksel arkadaşları Hermione ve Ron, onlara yeni katılan Cho Chang ve Luna Lovegood, hocaları Dumbledore, Minerva, Sybil ve Severus'un yanı sıra, önceki filmdeki düşmanı Sirius Black, iyi yürekli dev Hagrid gibi kişilikler vardır. Karşıdaki ölümcül düşmanlarla ara yerde ise baskıcı devleti simgeleyen, anlayışsız ve entrikalar içindeki Sihir Bakanlığı. Bu yeni bölüm, Alfonso Arau'nun yönettiği üçüncü filmdeki karanlık, giderek ürkünç dünyayı bir anlamda sürdürüyor. Özel efektler son derece başarılı: Özellikle o uçan atlar bölümü, ruh emicilerle mücadele, takımın birlikte savaşmaları, finaldeki ölümcül düello gibi sahneler, sanırım kısa sürede antolojilere geçecek. Yönetmenin çağdaş teknolojiyle birleşen ustalığı, bu sahnelere özel bir şiirsellik katıyor. Hikâyeye yeni katılanlardan Helena Bonham Carter, ama özellikle Vera Drake/Hemşire filmiyle tanıdığımız İmelda Staunton unutulmazlaşıyor. Yine ilk kez ekibe giren büyücü görüntü ustası Slawomir İdziak da filmi bir görsel şölene çeviriyor. Bunca sözden sonra, bu yeni Harry Potter'ın görülmesi gerektiği açık değil mi?

HARRY POTTER VE ZÜMRÜDÜ ANKA YOLDAŞLARI * * *
(Harry Potter and the Order of the Phoenix)/ Yönetmen: David Yates/ Senaryo: Michael Goldenberg/ Görüntü: Slawomir İdziak/ Müzik: Nicholas Hooper/ Oyuncular: Daniel Radcliffe, Rupert Grint, Emma Watson, Michael Gambon, İmelda Staunton, Gary Oldman, Alan Rickman, Ralph Fiennes, Helena Bonham Carter, Brendan Geeson, Robbie Coltrane, David Thewlis, Maggie Smith, Jason İsaacs, Emma Thompson, Katie Leung, Evanna Lynch/ Warner Bros filmi.
Haberin fotoğrafları