Bir otel odasında, geçmişin kâbuslarıyla...

Formda bir Stephen King öyküsünün bu türde parlak bir çıkış yapmış bir genç sinemacı tarafından çekilmesi, gerilim meraklıları için peşinen bir şölen vaat etmiyor mu? Bu filmin vaatlerini belki sonuna dek değil, ama belli bir ölçüde yerine getirdiğini söylemek gerek. Üstadın filme alınan kaçıncı öyküsü bu? Hesaplamak zor... Ama Carrie (Günah Tohumu) ya da The Shining (Cinnet) gibi filmlerden beri, demek ki kabaca 30 yıldır onunla iç içeyiz: Roman/hikâyeleri veya kaynaklık ettiği filmler aracılığıyla... Kabul etmek gerekir: O hep kendini yeniledi, tekrara pek az düştü ve çokluk bizi yine şaşırtmayı ve korkutmayı başardı. Bu kez, özellikle ürkünç mekânlar (şatolar, mezarlıklar, oteller) üzerine kitaplar yazan bir gerilim yazarıyla tanışıyoruz. Sadece dört-beş okurun geldiği bir imza günü, sıkıcı imza konuşmaları, bu arada aldığı bir kartpostaldaki çekici bir otel adresi: "Oraya mutlaka git, ama sakın 1408 numaralı odada kalma!" diyen... Ama işi zaten bu olan birini kışkırtmak ve davetiye çıkarmak değil mi bu? Böylece yazarımız New York'un göbeğindeki Dolphin otele gidiyor ve özelikle müdürün tüm ısrarına ve uyarılarına karşın, illa da 1408'de bir gece geçiriyor. Ama ne gece! Ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. Türlüçeşitli ürkünçlükler birbirini izliyor. Ve sabah çok zor geliyor! Bu 'dar mekânda gerilim yaratma' çabası aslında biraz mekanik gözüküyor ve üstelik yoruculaşıyor. Ne var ki hikâye sadece bu değil. Hikayenin, birçok King yapıtında olduğu gibi, insan ruhu ve karakteriyle derin bir ilişkisi var. Böylece, yazar Mike Enslin için o gece, tüm geçmişiyle hesaplaşmaya dönüşüyor. Kaybettiği küçük kızı, terk ettiği karısı, her şeyi küçük görmek, her şeyle alay etmek biçiminde dışavurduğu mutsuzluğu, toplumdan ve hayattan kopmuşluğu... Genç adam, bir gece boyunca bunun da hesaplaşmasını yapacak ve belki de o büyük kâbus sonucu kendi gerçeğini bulacaktır. Özellikle başlangıç ve final (son yarım saat) bölümleriyle ilginç olan, finalde yine hayli yaman bir sürpriz içeren bu film, İsveçli yönetmeninin özenli ve hızlı (ama asla klip estetiğinde olmayan) anlatımı kadar, hemen tüm filmi sırtında taşıyan John Cusack'ın varlığıyla da başarıya ulaşıyor. Ve meraklılarına yeterince ürperti sunuyor.

1408 * * *
Yönetmen: Mikael Hafström/ Senaryo: Matt Greenberg, Scott Alexander, Larry Karaszewski/ Görüntü: Benoit Delhomme/ Müzik: Gabriel Yared/ Oyuncular: John Cusack, Samuel L. Jackson, Mary McCormack, Konuy Shalhoub, Emil Harvey/ Warner Bros yapımı.