Aşk meselesi

Nedir bu aşk meselesi? Gözün hiçbir şeyi nasıl görmez olur? Aşkı düşünürken kafa patlattığımız zamanları düşünebiliyor musunuz? Yalnızken; "Acaba birini bulabilecek miyim?" diye tasalanıyorsun. Birini bulduğunda; "Acaba o doğru insan mı?" diye düşünüyorsun. Ya da; "Benim onu sevdiğim kadar, o da beni seviyor mu?" diye soruyorsun. Nedense bu aptal soruları her gün soruyoruz hiç durmadan kendi kendimize. Halbuki ilişkilerimizde tecrübeli de sayılırız! Aşk hikayeleri, masalları, romanları okuyoruz; romantik filmler izliyoruz. Ama nedense yine de nefes alamıyoruz. Aslında kendimize inanmayı bile çoğu zaman beceremiyoruz. Kendi kendimize maske takıp oyun oynuyoruz. O zaman şimdi bana söyler misiniz? "Sahi siz, kimi ne için seviyorsunuz?" Sevdiğiniz kadının ya da erkeğin gözlerinin içine bakıp; "Ben, senin hatalarını seviyorum. Senin eksik yanların asıl mükemmel olan tarafın" diyebiliyor musunuz? Bazen kendi kendimize söylenmiyor muyuz; "Dört dörtlük insan yoktur" diye. O zaman neden bay ya da bayan 'mükemmel'i arıyoruz? Ha, bir de mükemmel insan sizce kime denir? Peki bunu hiç düşündünüz mü?

Matruşka misali
Şimdi eski sevgililerinizi bir düşünün. Hepsi birer 'matruşka' gibi değiller miydi? Sonuncunun kim olduğunu merak etmediniz mi hiç? Başından beri diğerinin içinde saklı olan en küçüğünü yani. Doğrudan elde edemiyorsun. Takip etmen ve onları bir bir açman gerekiyor. Birbiri ardına her seferinde; "Acaba bu sonuncusu mu?" diye kendine sorarak. Oysaki bir ilişkiye başlamak, bir yolculuğa çıkmak gibidir. Ne kadar yakın olduğunuzu, ancak beraber uzaklara gittiğinizde anlarsınız. Şunu da unutmayın ki, ilişkinin hayali olmaz! Bu zamana kadar acaba kaç kişi, mükemmel olmayan bir insanı sevdi? Sevdiğiniz kadının ya da erkeğin gözlerinin içine bakıp; "Başıma gelen en güzel şeysin" dediniz mi hiç? Şayet cevabınız "Hayır"sa, hayal kurmaya devam edin; çünkü hayalin bir zararı yok. O zaman gerçek hayatta zaten size de yer yok.