Helin Avşar'ın başına gelen ve artık sağır sultanın bile duyduğu tuvalet olayının kodları bir bir çözülüyor. Kodları çözülmek gibi karizmatik bir tanımlama kullanıyorum. Lakin ömürlerini, vakitlerini ve tüm yaratıcı fikirlerini bunun üzerine kurmuş insanlar varmış. Berna Arıcı isimli hanımefendiden bahsediyorum. Kendisi modelmiş. Ama haberimiz yokmuş. Fakat bu muasır medeniyet sınırlarını zorlayan vakayi hayriye ile kendisini tanımış oldum.
Çok sıkı çalışmış! Hanımefendi, tuvalet vakasında Helin'den şikayetçi olan sorumlu vatandaş rolünü üstlenmiş. Posta gazetesinin muhabirine yaptığı açıklamalarda, bu 'menfur' olayı açığa çıkarırken nasıl meşakkatli bir çalışma içine girdiğini, o küçücük tuvalette nasıl da 'Uğur Dündar tarzı araştırmacı gazetecilik' sergilediğini anlatmış. Küçük hanım, şüpheli sesleri duyduğunda, yapmakta olduğu şeyi yapmaktan vazgeçmiş. Klozetin kapağını kapatıp üzerine basmış. Tam olarak da göremeyince, kafasını iyice yandaki tuvalete uzatıp bakmış. Tabii ne kadar uzun süre bakmış, neleri görmüş, olayla ilgili o an bir yorumda bulunmuş mu, bunları bilemiyoruz.
Yılın mucidi olabilir Bir Türk genci olarak, görevperverliğini ve kurduğu özel 'tuvalet dinleme, sonra üzerine çıkıp yan tuvaleti röntgenleme' sistemi konusunda kendisini kutluyorum. Acaba NTV'deki mucitler yarışmasında bir şansı olabilir miydi bu icadın? Şimdi Helin Avşar'ın açıklaması çok önemli. Helin acaba "Tuvalet kamusal alan değildir, özel hayatıma tecavüz edildi" diyecek mi? Avukatları bu konuya kafa patlatmalılar. Ya Berna Hanım, cep telefonuyla bu görüntüleri kaydedip 'youtube'a sızdırıverseydi. O zaman neler olacaktı? Olay bu kadar komik gelmeyecekti. Üzerinde geyik yapamayacaktık. Ya neler oluyor bize? Ne zaman bu kadar art niyetli olduk? Artık insana tuvalette bile mi rahat yok?
Bugünkü Tüm Yazıları
İnsana tuvalette bile rahat yok!
Yayın tarihi: 4 Ekim 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/04/gny/gulsan.html
Tüm hakları saklıdır.