İkinci baharlarında kanları değil aşkları uydu

Selim Soylu, kan grubu uyumsuz organ naklinin ilk hastalarından... 25 yıllık fedakâr eşi Sevim Soylu; Selim Bey'e kalbini ve aşkını vermenin dışında bir de organını verdi. Ve Sevim Hanım'ın böbreği sayesinde Selim Bey sağlığına kavuştu. Böylece Soylu çifti; sadece karı-koca değil, aynı zamanda birbirlerinin organ kardeşi de oldu. Prof. Dr. Alper Demirtaş'ın anlattığına göre Türkiye'de kadınlar eşlerine organlarını bağışlama rekoru kırıyor. Sevim Soylu da bu fedakar eşlerden sadece biri... Fethiye'de yaşayan Soylu Ailesi yaşadıkları günleri anlatırken kimi zaman duygulanıp ağlıyor, kimi zaman da mutlulukla gülümsüyor. "Eşim hastalığında çok zor günler yaşadı" diyen Sevim Hanım, anlatıyor: "Eşim günde üç saatini diyalizde geçiriyordu. Onu bu hayattan kurtarmak için aslında yıllar önce böbreğimi vermek istemiştim ama kan uyumu olmadığı için doktorlar bizi geri çevirdi."

GEÇ TEŞHİS EDİLDİ
Selim Bey doktora gitmeyi sevmezmiş, bu yüzden hastalık geç teşhis edilmiş: "Ne zaman sol gözüm görmedi, o zaman doktora gittim. Doktorlar hemen raporu yazdılar: Kronik böbrek yetmezliği..." O gün yaşadığı şoku ise Sevim Hanım unutamamış: "Diyaliz nedir, diyaliz makinesi nedir bir bilgimiz yoktu. 'Makineyle yaşayacak' dediler. Şok geçirdik. Ne olduğunu anlamadık." İlkokul öğretmeni olan Selim Bey'e en zor gelen ise çocuklardan ayrı kalacağı düşüncesiymiş. "Ben öğrencilerimi çok severim, sadece onlardan ayrılmak..." diye anlatırken boğazı düğümleniyor, ağlamaya başlıyor. 2.5 ay Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde kalan Selim Soylu'ya doktorlar; sinir, stres, sıkıntı yüzünden hastalandığını söylemiş. "Bilmiyordum, hastalığı anlattılar" diyen Selim Soylu'nun hastane günlerinin ardından ise Fethiye'ye dönme zamanı gelmiş. Ama Fethiye'de diyaliz merkezi yok! 6 yıl boyunca devam edecek olan haftada 3 günlük Muğla seferleri de böyle başlamış işte. Gün geçtikçe durumu ağırlaşmış ama organ nakli listesinde isminin karşısı hiç dolmamış. Selim Bey "Boşuna yedi yıl bekledim" diyor.

VE MUTLU SON
Ve bir gün Antalya Akdeniz Üniversitesi'nde kan uyumsuz böbrek nakli yapılacağını okuyunca ilk başvuran hasta Selim Bey oluyor: "Prof. Dr. Alper Demirbaş, bize ameliyatın risklerini anlatınca Sevim hiç düşünmeden 'Kabul ediyoruz, lütfen eşimi kurtarın' dedi. Ama ben eşimden böbreğini almayı hiç istemedim. Bir insandan parçasını istiyorsunuz, tamam eşim benim zaten bir parçam ama yine de çok zor, inanın!" Artık Selim Bey ile Sevim Hanım arasında karı-kocalık dışında bir bağ var. Ve onlar ikinci balayındalar.