Can yeni hayat şansını SABAH'tan öğrendi

Can ile hastalığımızın türü aynı. O da Alport Sendromlu, ben de. O da 15 yaşında diyalize girmeye başladı, ben deKader arkadaşım şimdi çok sağlıklı, ben de onu böyle sağlıklı gördüğüm için çok mutluyum. Can, Türkiye'de kan uyumsuz böbrek nakilleri arasında ilklerden biri. En zorlu nakil onun üzerinde Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli bölümünde gerçekleşti. Onu 30 Mart'ta ameliyattan hemen sonra ziyarete gidenler arasında ben de vardım. Altı ay sonra tekrar karşılaşınca Can'ı tanıyamadım. Boyu uzamıştı tam beş santim ve 16 kilo almıştı. Yatakta yüzü sapsarı iskelet gibi yatan o çelimsiz çocuğun yerinde şimdi sürekli gülen bizim Can duruyordu.

12 YILLIK HASRET
Can tam on iki yıldır sağlığı için savaş veren insanlardan biriydi. 1995 yılında bademcik ameliyatından sonra göz kapakları şişmiş. Ailesi basit bir hastalık zannederken yapılan incelemeler sonucunda teşhis konulmuş; Alport Sendromu! Can için yaşam mücadelesi vereceği zorlu dönem işte o gün başlamış. 6 yıl ilaç tedavisi, tuzsuz yemekler derken 26 Ağustos 1999'da diyalizle tanışmış. İlk gün korkudan kaçmış. Dört aylık bebeklerin yanında diyalize girdiğine tanık olunca artık büyüdüğünü anlamış. Hastalandığında ilköğretim 8'inci sınıfa gidiyormuş. Liseye devam eden Can, tekrar hastalanınca 15 günlük yoğun bakım sonrası lise 1'den okula veda etmiş. Can tam 12 sene kadavradan böbrek beklemiş bir kez olsun aranmamış.

HEMŞİRESİ İKNA ETTİ
Can, kan uyumsuz nakillerin başlayacağını geçtiğimiz yıl temmuz ayında SABAH Gazetesi'nden öğrenmiş. Adana'daki hemşiresi de Antalya'ya gitmesi için baskı yapınca, babası Mehmet Akgün'le birlikte Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi'ne gelerek, kan uyumsuz nakil için başvuran ilk hasta olmuş. Burada Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Alper Demirbaş ile görüşen Can'a, babasından böbrek nakli için hazırlıklara başlanmış. Can'ın babası A1 kan grubu, Can ise 0 kan grubundandı. Riskli ve zor bir ameliyattı. Ameliyat için Sağlık Bakanlığı'ndan özel izin alınması gerekiyordu. Ama bakanlık onay vermedi. Neyse ki bir buçuk ay sonra bakanlık ameliyat için gerekli onayı verdi ve Prof. Demirbaş, Can'ı geri çağırdı. Ameliyattan önce Can'ın hatırladığı tek şey, Prof. Dr. Alper Demirbaş'ın kendisine 'Kararlı mısın?' diye sorduğu soru olmuş. Alper Hoca bana da aynı soruyu sormuştu. Böbrek hastalarına cesaretiyle örnek olan Can, "Eğer ben kararsızım deseydim Alper Hoca beni ameliyata almayacaktı ama ben o kadar kararlıydım ki riski göze aldım. Buraya kadar geldim, olacağım dedim" diyor.