Galip ÖZTÜRK: Endüstriyel futbolda kazanmak yetmiyor
Fulham'daki Broadway Sineması'nda Chelseali oyuncular, ortaya koydukları başarıyı anlatan ve piyasaya DVD olarak sunulacak belgeseli izliyorlardı. Bu belgeselin adı, "Mavi Devrim" idi. Sinemada bulunmayan Lampard ve Terry ile Mourinho'nun birkaç koltuk gerisinde oturan Drogba'ya aynı SMS mesajı gitti: "Ben gidiyorum çocuklar. Her şey için teşekkürler ve yolunuz açık olsun." Oyuncular ve Mourinho belgeseli izlerken aynı anda Chelsea'de gerçekten bir devrim yaşandı ve devrimin en önemli generali, 'başkomutan' Roman Abramovich tarafından bir anda kapının önüne konuldu. Abramovich genel toplamda 500 milyon pound harcamıştı. Üç yılda kazanılan iki şampiyonluk umurunda bile değildi. Aston Villa maçında rakip takımın patronu Doug Ellis'i içten tebrik ederken yüzü sanki, "Sen görürsün Jose" der gibiydi. Bu maçın yanı sıra 0-0 biten son Blackburn karşılaşmasında da oldukça fazla alkol almıştı. Harcadığı paraya ve patronluğuna rağmen teknik direktör ve futbolcuların kendisine itaat etmediğini, saymadığını düşünmek onu çıldırtıyordu.
SADECE 24 BİN KİŞİ
Karşılaşma bitmeden stadı terk etti ve hemen Mourinho'yu çağırdı. Portekizli teknik adamla küfürleşmeye varan bir tartışma yaşadı. Bu iş artık bitmişti. Sadece fitilin ateşlenmesi gerekiyordu. Bu noktada fitili ateşleyen seyirci oldu. Rosenborg ile oynanan ve 1-1 sona eren Şampiyonlar Ligi maçına sadece 24 bin kişi gelmişti. Üstelik bilet fiyatları 36 pounda kadar düşürülmüş olmasına karşın. Batı Londra'da bir Real Madrid ve Barcelona yaratma hayaliyle yola çıkan Abramovich harcadığı bu kadar paranın ardından seyirci sayısını görünce "Tamam" dedi, "Bu iş bitti."
O bir iş adamıydı... Birincisi onun verdiği maaşla çalışan kim olursa olsun, ona itaatsizlik edemezdi. İkincisi, iki şampiyonluk, kariyer ve adının Mourinho olması da onu ilgilendirmiyordu. Tribünde kendisi eğlenmiyordu; Rosenborg maçındaki 17 bin boş koltuk da taraftarın kendisiyle aynı görüşü paylaştığını gösteriyordu. Şampiyon olan Real Madrid, yılların teknik direktörü Fabio Capello'yu oynatılan futboldan memnun olunmadığı için kapının önüne koymuştu. Kendisi de bunu yapabilirdi. Üçüncüsü Chelsea onun hobisini gerçekleştirdiği bir şeydi. Bu hobide ne başkası hak iddiasında bulunabilir, ne de onun o hobiden nefret eder hale gelmesine neden olabilirdi.
DEVRİM EVLADINI YEDİ!
'Mavi Devrim', bir DVD belgeseli adını taşırken, önceki gece gerçek oldu. Ve klasik deyimle "Devrim evladını yedi."
Endüstriyel futbolun geldiği noktada sadece kazanmak yetmiyor, aynı zamanda müşterinin (seyircinin) keyif alması önemli.
Mesele kazanmak olsaydı, 185 maçının 124'ünü kazanan ve sadece 21 yenilgi alan, Premier Ligi'nde 60 maç üst üste kaybetmeyen Mourinho gönderilmezdi.

Yayın tarihi: 22 Eylül 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/22//haber,61FB8F30E15647219CB1C7892B2B5525.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.