Estetik delisi olacak kadar kafayı kendimle yemedim

Ellili yaşlarının içinde olan Nilgün Belgün, hâlâ tiyatro ve televizyon dünyasının 'Bayan Kahkaha'sı... Kimsenin kendisini kızgın ya da üzüntülü görmediğini belirtiyor Belgün ve her şeye, geçen yıllara rağmen formunu koruduğunu ekliyor. Şen kahkahalarının sırrını ise bizden esirgemiyor...
* Yaşından hayli genç gösterenlerdensiniz, sizin sırrınız ne? Ben bunu genetiğe bağlıyorum. Siz bir de babamı görseniz... Ben genç kızken dans ederdik, beni yeni flörtü zannederlerdi. Annem de öyle, yani ailede böyle bir durum var. Bizim bir kısmımız Trakya'dan, bir kısmımız Yunanistan'dan, hatta annemin annesinin tarafı Şam'dan gelmiş. Herhalde melezliğin getirdiği bir etki...
* Bu kadar güler yüzlü olmanızda mı melezliğin etkisi acaba? Evet; güler yüzlü, şenim ama gülerken içi boş bir kadın değilim. Derinliği olan, her şeyi fark ederek yaşayan biriyim. Zorluklar yaşarken hayata gülümseyerek bakmayı iyi bilirim.
* Hayatınızda hiç zorluk olmamış, acı çekmemişsiniz gibi bir izlenim bırakıyorsunuz. Hatta, sanki uyurken bile kahkaha atarsınız hissi veriyorsunuz! Bu mümkün mü? Üç evlilik geçirdim, iki tane kızım var ve kızlarımın bir tanesini ben tek başıma büyüttüm. Babası hiç ilgilenmedi. Kimseyle menfaat ilişkisi yaşamadan, bir kadın olarak dimdik, başı yukarıda, özel hayatından ödün vermeden büyüttüm kızımı.
* Üç evlilik yaşamış olmak sıkıntılı bir durum mu? Bir evliliği bitirmek insanı üzmez mi, yıpratmaz mı? Çok zor şeylerdir bunlar, kimse boşanmak için evlenmez. Bunu dışarıya göstermesem de iç yüzünü ben bilirim, ben yaşar şarım.
* Kızınızı neden kendi kendi başınıza büyüttünüz? Babası turnelerde kaldı. Kötülüğünden değil ama fazla ilgi ilgilenemedi. İkimiz de çok gençtik o zaman.O 22, ben 18 yaşındaydım. Hayat çok zor geçti. Fakir bir ailenin kızı değilim ama kimseden yardım almadan kendi ayaklarımın üzerinde durmaya, sıkıntılarımı kendi kendime aşmaya çalıştım. Maddi Maddi sıkıntı yaşadım ama sürünmedim hiç bir zaman. Düzgün bir ailem olduğu için onlardan yardım gördüm. Yine de onlara bile çok belli etmedim.

ASLA DEPRESYONA GİRMEM
* Yardıma muhtaç olduğunuzu da göstermek istemiyorsunuz yani! Zor anlarımı insanlara hissettirmeyi sevmem. Benim çok önemli bir özelliğim vardır, bunu sadece çok yakınlarım bilir, eğer çok üzülüp bir ümitsizlik yaşıyorsam ki kaç kere yaşadım; işimde haksızlığa uğradım, özel hayatımda haksızlığa uğradım, aile ilişkilerimde sorunlar yaşadım, böyle zamanlarda eve kapanırım. Üç gün evde o işi kendi kendime çözerim ondan sonra dışarı çıkarım. Kimse beni ağlarken göremez. Bu sıkıntılar ömür boyu sürmez, depresyona da girmem. Annem gibi güçlüyüm. Hiç zayıf bir kadın olmak istemedim. Zaten yaşam da beni tek başıma güçlü olmaya mecbur etti.
* İnsan mutluluğunun yanında üzüntülü yanını da barındırarak bir bütün değil mi? Televizyon programı da yapan biri olarak daha doğal ve samimi görünmeniz gerekmez mi? Ben doğalım aslında. Benim doğallığım bu! Aslında üzüntülerimi paylaşabilirim ama biraz da insanları üzmemek için anlatmam. İnsanlar kocalarıyla olan sorunlarını paylaşıyorlar ve ben onlara ekrandan yol gösteriyorum. Karamsar insanlara şunu söylüyorum, 'Hayatınızda kötü günler geçiriyor olabilirsiniz ama her zaman bir umut ışığı vardır. Bizler de gerek iş, gerek özel hayatımızda çok sıkıntılı günler yaşadım. Ama sonunda hep o parlak ışığı göreceğimizi biliyorum...'

BAZEN BOTOKS ATTIRIRIM
* Genç kalmanızın sırrı bu olumlu düşünce mi? Yani fiziksel bakım, cilt bakımı, estetik de var tabii ona da geleceğim, ama önce kişinin içinden gelmeli. Bu olumlu ve güleryüzlü bakış açısını benim içimdeki küçük çocuk yaşatıyor. Çocuğu öldürmeyeceksiniz. O nedir; masumiyet, hayata bağlılık, güler yüzlülük, anlayış. Evdeki çiçek bile yeni yaprak çıkarınca mutlu oluyorum. Küçük şeyler önemli. Gençlik kişinin içinde olacak. Kadın olarak ayakta durma çabası bazen gerginlik yapıyor. Bunun dışında bir kadın olarak ufak tefek müdahalelerde bulunuyorum cildime.
* Buyurun artık siz de estetiklerinizi itiraf edin lütfen? Gizli değil ki itiraf olsun, söylüyorum işte; gözlerimin altı biraz şişmişti, göz estetiği yaptırdım. Arada bir göz çevresine iki-üç tane botoks attırıyorum, güzel dursun diye. Ama bunlar hiçbir zaman benim ifademi bozacak, gözümü döndürecek kadar olmuyor. Oyuncu olduğum için çizgilerim görünmeli. Küçük küçük yaptırıyorum. Bunları yaptırmaya ihtiyacımız var. Ajda Pekkan'a bakın. Bu yaşına gelmiş kadın dimdik ayakta, şarkısını söylüyor, hâlâ konserler veriyor. Tabii ki estetik sayesinde. Dış görünüş o kadar önemli ki, yaşam sevincin olmazsa bu işler yapılmaz. Kendine bakmak zorundasın.

KAFAYI KENDİMLE YEMEDİM
* Siz göz çevresi dışında hiç estetik ameliyat ameliyat yaptırmadınız yani? Şun Şunu söyleyeyim peşin peşin, her yerim yerim kendime ait, bir ekleme yok. Kemikli Kemikli burnum var ama estetik olmadım. Şunu da kaldırayım, bunu da çektireyim diye kafayı kendimle yemedim. Benim yaşımda olanlar 48- 49'da kalıyorlar. 50'ye gelemiyorlar bir türlü. Ben 50 küsurum, bunu diyebiliyorum hiç olmazsa. Ama bu fotoğraflardaki gibiyim insanlara bunu söyleyebilirim. Birazcık photoshop vardır, olduğundan daha ince gözükebilirim. Benim seyirciye saygım var. Benim seyirci kitlem, C değil AB. Arkadaşlarım televizyon programlarına beni 'AB reytingimiz düştü çabuk sen gel' diye çağırıyorlar. Ona rağmen seyircimiz, biraz açık giyinince 'kapalı size daha çok yakışıyor' diye uyarıyor. Ben güzel görüneyim diye açık saçık giyineyim derdinde değilim. Halk beni böyle benimsemiş.