'Çin işkencesi' gibi imar kararları
KONUK YAZAR :ERHAN DEMİRDİZEN
İstanbul'un neresinde ne zaman hangi imar kararlarının alındığını takip etmek başlı başına bir iş haline geldi. Bunu yapabilmek sanıldığı kadar kolay değil. Belediye meclisine gidip, bütün oturumları baştan sona dinleseniz bile, ada ve parsel numaralarının arkasındaki gerçek imar kararlarını anlayamıyorsunuz. Ta ki, bir gün, şu veya bu şekilde bir "imar problemi" ile günlük hayatınızda karşılaşıncaya kadarBu problemlerle karşılaşmak, buz dağının altındaki gerçekleri sihirli bir biçimde aydınlatabiliyor. Kentin farklı köşelerinde yaşadıklarımıza "imar problemi" demek gerçekten mümkün. Şu eski "havuz problemi" gibi. Anlayana çerez, anlamayana Çin işkencesiDenklemi kurup, hangi sebeple nasıl bir sonuca ulaşıldığını çözmek esaslı bir uzmanlık istemeye başladı. Düşünsenize, "kaos" bile matematiksel olarak algılanabilir duruma geldi ama İstanbul'un imar karmaşası için aynı kolaylık henüz söz konusu değil. Eğer sıradan bir vatandaş olarak bu karmaşanın içine düştüyseniz vay halinizeBirileri size çevre düzeni planından, birileri onaylanmak üzere olan 1/25 bin ölçekli planlardan, başka birileri nazım imar planlarından, başkaları da uygulama imar planlarından söz edecek ve kafanız allak bullak olacak demektir. Bu kadarla kurtulsanız gene iyi. Eski imar planları, sizin daha önce belediyede onaylattığınız ama yeni tamamlanan planlarla yürürlükten kalkan planlar, bunlarla ilgili belediye ve mahkeme kararlarıBu arada alınmış ruhsatlar, inşaatlar, encümen kararlarıGeçtiğimiz günlerde böyle karmaşık bir imar problemini Çin işkencesi olarak yaşayan bir vatandaşımızla karşılaştım. İstanbul'un 1960'lı yıllardaki sanayileşmesine ilkel şartlarda ev sahipliği yapmış Güneşli'de birkaç bin metrekarelik kocaman bir parseli var. Kağıt üstünde baktığınızda Bağcılar imar planı bu alanı ihya etmiş gibi görünüyor. Örneğin, bu eski sanayi alanlarına "prestij ticaret" getirmiş. Bunun ne olduğunu bilmiyorsanız hemen söyleyeyim: "Uluslar arası şirketler ve medya yönetimi". Yani eski sanayilerin boşalttığı alanlarda artık bunlar yer alacak. Neredeyse, "bundan iyisi Şam'da kayısı" durumuPlan bunu diyor ama alttaki haritada görünen parsel çizgileri "imkansız" diye bağırıyor. Parselin kısa kenarıyla uzun kenarını çarpınca kocaman bir alan çıkıyor, fakat yoldan cephe alan kısa kenar gerçekten fazlasıyla kısa: 10 metrenin biraz üstünde. Belediyeden imar durumu alıp kurallara uygun bir bina yapmaya kalkışınca da 5-6 metrelik bir bina cephesi çıkıyor ortaya. Ama yüzlerce metre içeriye doğru uzanan bir bina bu, hem de 5 katlıBağcılar imar planı Güneşli'deki eski sanayi alanlarını "prestij ticaret" olarak dönüştürmeyi kafasına koymuş. Ama bunu nasıl bir yapılaşmayla gerçekleştirebileceğini fazla hesaba katmamış. İmar problemlerinin en karmaşıklarına aşina olan belediyedekiler, her nasılsa, üstüne plan çizdikleri mülkiyet haritasına alıcı bir gözle bakmayı ihmal etmişler. "Ne var bunda canım, nasılsa bir gün düzeltilir" diye düşünmeyin. Çünkü bu kocaman imarlı parselin bir de emlak vergisi var. İşte Çin işkencesi o zaman başlıyor. Elinizde bir arsa var, "prestijli" bir imar durumunuz var, ama bu sadece kağıt üstünde bir durum. İş uygulamaya gelince kulübe gibi bir bina çıkıyor ortaya. Ama siz, sanki durum böyle değilmiş gibi, binlerce yeni lira tutan emlak vergisini her yıl ödemeye devam ediyorsunuz. Bağcılar imar planının satır aralarında dolaşırken, buz dağının altındaki Çin işkencesini gördüm. Geniş bir alan imar planı tarafından kilitlenmiş. Oysa imar planlarının amacı "imar etmek"
Yayın tarihi: 20 Eylül 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/20/em/haber,21CD783803E443DEA3CA7F9B5C7AD705.html
Tüm hakları saklıdır.