- MHP lideri Devlet Bahçeli'yle samimi tokalaşmanıza Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamayla tepki gösterdi...
- Ben diyaloğa inanan bir insanım. Diyaloğu oluşturacak olan iktidardaki kesimdir. Amacımız diyalog olmasaydı, parlamentoda olmazdık. Diyalog oluşturmamak, kimseye 'merhaba,' dememek olmaz. Medeni insanlarız, parlamentoda yan yana oturuyoruz, aramızda yarım metre bile yok. Selamlaşmayı bu kadar büyütmenin anlamı yok. Çok doğal bir şeydi. Ne bu kimseye bir tavizdir ne de onların farklılıklarımızı görmeyeceği bir tavırdır. Farklılıklarımızı yarın, öbür gün dile getiriceğiz. Merhabalaşmanın basında magazinsel şekilde, günlerce sunulması da doğru değil. Doğal karşılanmalıydı. Ayrıca biz istiyoruz ki herkes söylediklerimizi değerlendirsin.
- Yine de MHP'yle aynı çatı altında olmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Aynı koridorda yürüyoruz. Yüz yüze bakıyoruz. Farklı düşüncelerin bir arada olup tartışılması önemlidir. İfade etmek isteğim kavga değil. Farklı düşüncelerin tartışması yeni, ortak bir akıl ve mantığı da gündeme getirebilir. Bu nedenle bu süreci çok önemsiyoruz.
- 13 yıl aradan sonra yeniden Meclis'te olmak nasıl bir duygu?
- Milletvekili olmak her şey demek değildir. Öyle büyük bir özlemim falan da yok. 1994'te ellerimiz bağlanıp, parlamentodan alınarak zindanlara gönderildik. Tabii geri gelmek için daha kararlı bir ruh hali taşıyorsunuz.
Yayın tarihi: 16 Eylül 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/16/pz/haber,C00F28908DD64883BB68F789498E29EA.html
Tüm hakları saklıdır.