kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Eylül 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

'Şeriat tehlikesi görmüyorum'

09.09.2007
- Yavaş yavaş, farkında olmadan değiştiğimizi düşünenler toplumun kaymak tabakasının da buna alet olacağını düşünüyor. Mesela işadamlarının hükümete yakın olmak için, iş almak için değişeceği beklentisi var...
- Pragmatizmi ön plana çıkaran, kendisi olmaktan çıkan kişiler her zaman olmuştur. Yarın bu hükümet gidip, mesela sosyalist bir hükümet geldiğinde sosyalist gibi davranırlar. Önemli olan bu farklı yaşam biçimlerinin birbirleriyle çatışmadan, insan haklarını ihlal etmeden yaşaması. Bunu başarabilecek miyiz, başaramayacak mıyız?

- Ben de bir sosyolog bulmuşken bunu sormak istiyorum, başarabilecek miyiz?
- Başarabileceğiz gibi duruyor. Ama bu süreci tersine çevirmek; halkı manipüle etmek, halka korkular salmak, halkı totaliter düşünce sistemlerine çekmek kolaydır.

- Abdullah Gül'ün Köşk'e çıkmasıyla birlikte yapılan ilk kutlamada, şampanya ikramına kimse el sürmedi gazete haberlerine göre. Ankara'da AKP binasının hemen yanındaki Laila içkisiz restorana dönüştürülüyor. 'Yavaş yavaş değişmek' dediğimiz şey bu değil mi?
- Eğer AKP'den bu yönde baskı varsa durum vahim. Yok, oradaki insanlar, yani bu mekânın sahipleri ya da Köşk'teki davete katılan, normalde içki içtiği halde orada içki içmeyen insanlar bu pragmatik davranış şeklini benimsiyorlarsa daha da vahim bir sorunla karşı karşıyayız. Hükümetten çok, halkta olan bir sorun hem de! Toplum pragmatizmi kendisine ilke edinip kendisi olmaktan vazgeçerse bugün o tarafa meyleder, yarın öteki tarafa. Toplumun kendi sorumluluklarını bilmesi, kendi yaşam tarzına sahip çıkması gerekir.

- Kendisi gibi düşünmeyen 'kendi içlerindeki' bir kadını 'sürtük' diye adlandırmaları korku için yeterli bir neden değil mi? Korktuğumuz şey aslında bu; giderek böyle bir topluma mı dönüşeceğiz?
- Biz zaten böyle bir toplumuz! Resmi ideolojinin dışında iki kelime eden aydınları, Nobel ödülü kazanmış bir yazarı dahi dışlayabilen bir toplumuz. Bu kesimler de bu toplumun parçası, uzaydan gelmediler! Onlar da aynı şekilde davranıyorlar. Onun için sorun, demokrasi kültürümüzün olmayışında. Sorun, bizim farklı görüşleri dinleme, tartışma yeteneğimizin tahammülümüzün olmamasında.

- Giderek muhafazakârlaşmak şeriatı getirir mi?
- Hayır, ben bir şeriat tehlikesi görmüyorum bugünkü Türkiye'de. Dinselleşmede artış olabilir, köktendinci akımlar yükselebilir, ama bir yandan da daha bireyselleşmiş bir dinsel anlayışla, daha sembolik bir dini kimliği benimseyen insanlarla da karşı karşıyayız