İpekçi'nin kıyafetlerinde kullandığı siyah renk, beyaz ırkın kara ruhunu, kırmızı ise hayvansal tarafını temsil ediyor.
Bu kıyafetler Afrika'da ezilenler için
IF 10. İstanbul Moda Fuarı'nda beş farklı ırktan manken podyumda bir araya geldi. Cemil İpekçi'nin düzenlediği 'Dünyanın Unutulmuş Gerçekleri' defilesinin amacı, ırk ayrımcılığına tepki göstermek..
Moda fuarında ırk, din ve dil ayrımcılığının ne işi var demeyin. IF 10. İstanbul Moda Fuarı'nın ilk günü bir defile düzenleyen Cemil İpekçi, 'Dünyanın Unutulmuş Gerçekleri' ismini verdiği defilesinde beş farklı ırktan mankeni podyuma çıkardı. Türk, Afrikalı, Hintli, Japon ve Meksikalı mankenlerin giydikleri kıyafetler ise siyah, beyaz ve kırmızı olmak üzere sadece üç renkten oluşuyordu. Ama bu renklerin seçilme amacı sezonun favori renkleri olmaları değildi. İpekçi bu konuyu şöyle açıklıyor: "Siyah, beyaz ve kırmızı. Bu üç rengin de yüklemeleri var. Beyaz insanlar kendilerini dünyanın efendisi sanıyorlar. Yüzyıllardır kendi renklerinden olmayanları köleleri yapıyor, ezip hor görüyorlar. Oysa benim için beyaz ırktan olanların ruhu kara. Bu nedenle defilemde onlara siyah giydirdim. Siyah kıyafetlerin üzerlerinde bir de kırmızı lekeler var. Bu lekeler de hayvansal tarafımızı temsil ediyor. Kırmızı vahşetin ve seksüalitenin rengidir. Ve maalesef bugün hepimizin içinde aynı edepsizlik ve ahlaksızlık mevcut. Oysa zenciler içlerinde hep bir eziklik taşıyor. Bu nedenle de beyaz elbiseyi defilede Afrikalı manken taşıdı. Çünkü beyazın temsil ettiği umut onun içinde yaşıyor."
'KEŞKE SİYAH OLSAYDIM'
Allah'ın çeşitlilik sevdiğini ama insanların bunu bir türlü kabul etmek istemediklerini söyleyen modacı, defileden elde edilecek geliri ise, milyonlarca kişinin aç olduğu ve sel felaketi yaşadığı Afrika'ya bağışlayacak. Siyah ırkın bugün hala ezildiğini söyleyen İpekçi'nin bu projesine İnsan Hakları Yardımlaşma Derneği ve AKUT da destek veriyor. Bunun sadece ufacık bir yardım olduğunu söyleyen İpekçi: "Ama birileri artık harekete geçmeli. Beyaz ırk tanrısal değil, bunu herkes fark etmeli. Koskoca söğüt ağacı dibinde çıkan mantara hesap soramazken, insanlar birbirlerine soruyor, bu nasıl adalet. Üstelik bence siyahlar çok daha şanslı. Onlar Allah'ın birer lütfü. Sanatsal anlamda, spor anlamında, her bakımdan daha yetenekliler. Her giydikleri tenlerine yakışıyor. Keşke ben de siyah olsaydım," diyor. İpekçi İstanbul'un bir moda merkezine dönüşmesiyle ilgili ise, "İstanbul merkez değil sadece bir moda mutfağı olabilir. Burada yapılanların yüzde 99'u kopya. Kopya ile bir yere gelemeyiz. Batı taklitçiliği artık sona ermeli," diyor.
Yayın tarihi: 1 Eylül 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/01/ct/haber,D148EC112E38441DBF1AF62A4E765668.html
Tüm hakları saklıdır.