Yazdıklarımız ama anlatamadıklarımız

Geçenlerde bir okurunuz 13 yaşında birden boy attığını, bunun normal olup olmadığını sormuştu. Benim kızım da 16 yaşında ve ben boy uzamasının daha çok genlere bağlı olduğunu düşünüyordum. Ama siz okurunuza verdiğiniz yanıtta genlerden hiç bahsetmemişsiniz...

Ettim sayın okurum; hem de en çok genlerden söz ettim! Ama söz ederken gen demedim de 'anne ve babanızdan kalıtımla gelen' dedim. Annenin yumurtası, babanın spermi ile döllendiğinde, her ikisinin genleri bebeğin nasıl olacağını belirlemek üzere birleşir. Bu nedenle bebek, gözünün rengini anneden, saçının kıvırcıklığını babadan alabilir. Ya da daha öncesinden gelen dedenin ve anneannenin özellikleri belirir. Boy ise göz ya da saç renginden farklı olarak beslenmeyle de çok ilgilidir. Eğer doğru beslenilir ise genlerde yazılı olan en uzun boya ulaşmak mümkün olur.

BİLDİĞİNİZİ SANIYORUZ
Aslında sizin sorunuza cevap vermemin sebebi biz sağlık yazarlarının kendilerini eleştirmesine fırsat yaratmak. Bizim en büyük hatamız; normal okuyucunun sağlığa dair belirli bir düzeyde bilgisinin var olduğunu kabul edip, söyleyeceklerimize oradan başlamak ve ne kadar teknik detayla zenginleştirirsek, yaptığımız hizmetin okuyanlara daha fazla ulaşacağını sanmak. Örneğin ben, yukarıdaki örnekte 'gen' ile 'kalıtım'ın alakasının çoğu okuyucu tarafından bilindiğini varsayarak yazıya başlamışım ve metin içerisinde bu bağlantıyı hiç vurgulamamışım.

KAFA KARIŞTIRIYORUZ
Böyle tavırlar yazıyı faydasız kılmaktan öte, bazı okuyucuların da kafasını karıştırıyor. Bu durumu gelen mesajlardan ve e-mail'lerden anlamak mümkün. Eğer bir konuyu iyi yazamamışsanız, gelen sorular o gün tüm detayları ile anlattığınızı düşündüğünüz yazınızla ilgili oluyor. Sizce cevaplar zaten orada duruyor oluyor ama okur aynı konuyu tekrar ve tekrar soruyor. Çözüm; her iyi yazarın takip ettiği yol olan, olabildiğince açık ifadelerle ve teknik detay içinde boğulmadan, en önce söylemek istediğinizi anlatmaktadır. Sağlıkta ahlaka uymak, teknolojiye, çağa uygun bilgiyi sunmak ve kişisel kaygılardan arınmak zaten unutulmayacak temel konulardır.