Yeni Doğan Sarılığı kalıcı hasar bırakabilir
Yeni doğan bebeklerde sarılığa neden olan kandaki ''bilirubin'' maddesinin normalin üstüne çıkması, beyinde kalıcı hasara neden olabiliyor. Türkiye'de yeni doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 60'ında, her 10 bebeğin ise 6'sında yeni doğan sarılığı görülüyor..
Keçiören Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Dr. Fahrettin Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni doğan sarılığının, sadece yeni doğan bebeklerde görülen, kandaki ''bilirubin'' maddesinin artışına bağlı oluşan bir hastalık olduğunu söyledi. Hastalığın, her zaman tehlikeli sınırlara yükselmediğini belirten Erdoğan, bilirubin maddesinin, ''önce göz akında sonra da ciltte birikmesiyle'' göz ve cildin sarımsı bir renk aldığını kaydetti.
''ZİHİNSEL ÖZÜR BIRAKABİLİR''
Erdoğan, zamanında doğan bebeklerde bir haftayı, erken doğan bebeklerde 2 haftayı aşmayan, belli düzeyleri geçmeyen ve bebek için tehlikeli olmayan ''fizyolojik sarılık'' ile tehlikeli olabilen yeni doğan sarılığının karıştırılmaması gerektiğini kaydetti. Bu iki sarılığın, ancak kandaki bilirubin düzeylerine bakılarak kesin olarak ayırt edilebileceğini belirten Erdoğan, ''Bunun için bilirubin ölçümü yapılabilen bir merkeze başvurulması gerekir'' dedi.
Yeni doğanlarda, kanda bulunan bilirubin maddesinin fazla yapılması ve vücuttan atılımının ise yavaş olmasının, kanda yüksek oranda birikmeye neden olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Kan grubu uyuşmazlığı, anne sütünün yeterli verilmemesi, kandaki mikroorganizmalara bağlı enfeksiyon gelişmesi gibi çeşitli faktörlerin de araya girmesiyle 'bilirubin' maddesi kanda çok aşırı düzeylere çıkabilir ve bebek için tehlikeli olabilir. Bu tip durumlarda 'bilirubin' maddesi beyine oturabilir ve beyinde kalıcı hasar yapabilir, zihinsel özür bırakabilir.''
Erdoğan, yeni doğan sarılığının, erişkinlerde ve çocuklarda görülen, mikrobik ve karaciğeri tutan virüslerle oluşan iltihabi ''mikrobik sarılıkla'' da karıştırılmaması gerektiğine işaret ederek, ''Yeni doğan sarılığı pek çok nedeni olan ve mikropla ilişkisi olmayan, sadece yeni doğana özgü bir durum. Mikrobik sarılık ise tüm yaş gruplarında görülebilen karaciğer iltihaplanmasına bağlı bir durum'' dedi.
''YENİ DOĞANLARIN YÜZDE 60'INDA GÖRÜLÜYOR''
Yeni doğan sarılığının görülme sıklığının çok sık olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'de yeni doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 60'ında, her 10
bebeğin ise 6'sında yeni doğan sarılığı görüldüğünü kaydetti. Erdoğan, yeni doğan sarılığı görülen bebeklerin bir kısmının hastanede tedavi altına alınması gerektiğini belirterek, yeni doğan servisinde yatan bebeklerin çoğunluğunun riskli yeni doğan sarılığı nedeniyle tedavi gördüklerini söyledi.
Yeni doğan sarılığının geçici olduğunu ancak yüksek bilirubin düzeylerinde kalıcı zihinsel hasara neden olabileceği için ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, annelerin bebeklerini iyi gözlemlemesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, yeni doğan sarılığı hastalığında, ilk olarak göz akındaki sarımsı rengin yüzden başlayarak gövdeye, ayaklara ve ellere doğru yayıldığını belirterek, ''Sarı renk ne kadar belirginleşirse, hastalık o derece ilerlemiş demektir. Bu, en kolay bebeğin yüzüne ve gözüne bakarak anlaşılır'' dedi. Bu belirtiler görüldüğünde, bebeğin en kısa zamanda uzman doktora götürülmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, ''Kan testlerinden sonra sarılığın düzeyi tespit edilir. Eğer, belirtiler ilk 24 saat içinde çıkmışsa, bu mutlaka patolojik hastalık belirtisidir ve mutlaka doktor tarafından değerlendirilmelidir'' uyarısında bulundu. Erdoğan, sarılığın, zamanında doğan bebeklerde ilk 3-4 gün içinde, erken doğanlarda ise 5-6 gün içinde en yüksek seviyesine ulaştığını belirterek, erken taburcu olan bebeklerin 3 günlük olduğunda mutlaka hastaneye getirilerek kontrol edilmesi gerektiğini kaydetti.
''İLAÇ TEDAVİSİ HENÜZ YOK''
Yeni doğan sarılığında henüz deneme aşamasında olanlar hariç belli bir ilaç tedavisi olmadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
''2 tip tedavi var. Eğer sarılık belli sınırlar içindeyse öncelikle 'Fototerapi' denilen ışık tedavisi uygulanır. Bebek, gözleri korunarak belli dalga boyundaki ışık altına konulur. Böylece kanda biriken ve cilde gelen bilirubin maddesinin yıkımı sağlanır. Bu tedavinin süresi, hastalığın durumuna göre değişir ve bebek ortalama 3-4 gün kadar hastanede yatar.
bilirubin düzeyinin, ışık tedavisi sınırlarını aşması durumunda kan değişim tedavisi yapılır. Göbeğe yerleştirilen bir kateter yardımıyla, bebeğin kanı değiştirilerek kan bilirubin düzeyi düşürülür.'' Erdoğan, bebeğin en kısa süre içinde anne sütü alması ve sık sık emzirilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
''SICAK HAVA BİLİRUBİN MİKTARINI ARTIRIYOR''
Sıcak havanın, bilirubin maddesini artırıcı etki yaptığına da işaret eden Erdoğan, bebeğin terlemeyle birlikte sıvı kaybettiğini ve bunun da kandaki bilirubin ve tuz miktarının artmasına neden olduğunu söyledi.
''İLK GÜNLER SARI GİYDİRMEYİN''
Bebeklerin doğduğunda üstüne sarı tülbent örtülmesi ve ilk günler sarı renkte kıyafetler giydirilmesi ile sarılığın tedavi olacağı yönündeki inanışların yanlış olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Bunlar tamamen hurafe. Bebeğinizi böyle giydirirseniz, sadece bebeğinizin sarardığının fark edilmesini de engellemiş olursunuz. Bu nedenle kesinlikle sarı giysiler giydirilmesini önermiyoruz'' dedi.
Yayın tarihi: 20 Ağustos 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/20/gny/haber,9F1C9E09FF9A4211A481557A708D0D68.html
Tüm hakları saklıdır.