İzleyici tutsaktır ama okur özgürdür!

Kitap uyarlamaları beyazperdeyi istila edecek! Ne zaman? Önümüzdeki aylarda... Tam 11 kitap Hollywood sinemasınca seyirliğe sunulacak. Önce şu kitaplara bakalım... Sonra neden bu konuya taktığımızı anlatalım...
* George Crile'in 2003'te yayımlanan 'Charlie Wilson's War' isimli kitap var mesela uyarlaması yapılan. Konusu; Sovyet ordusunun Afganistan'da yenilmesinden birinci dereden sorumlu tutulan Charlie Wilson'un yaşamı ve faaliyetleri... Wilson'u Tom Hanks oynuyor. Onu ayartan kadını Julia Roberts ve her zamanki gibi işin içinde yer alan CIA ajanını da Philip Seymour Hoffman canlandırıyor.
* Bir diğer kitap Jon Krakauer'in 1996'da çıkan ve Christopher McCandless'in yaşamıyla esrarengiz ölümünü anlattığı 'Into the Wild'... Bu filmi Sean Penn yönetiyor. Acıklı bir hikaye; 24 yaşındaki McCandless her şeyini bırakıp Alaska'ya gidiyor ve dört ay sonra ölü olarak bulunuyor.
* Üçüncü uyarlama; Robert Ludlum'un dünya çapında 200 milyondan fazla satan seriden... Altın Kitaplar'ın yayın listesinde bulunan 'The Bourne Ultimatum' casusluk-gerilim türünde. Filmde de Matt Damon oynuyor.
* 'There Will Be Blond'a gelince... Upton Sinclair'in 80 yıllık romanı 'Petrol-Oil'den uyarlandı. Filmin bütçesi 25 milyon dolar olarak açıklandı.
* Can Yayınları yayımlamıştı; Püren Özgören'in çevirdiği Ian McEwan'ın, 'Atonement' (Kefaret) romanında; 13 yaşındaki bir kızın, ablasıyla hizmetçinin oğlunun flörtleşmesini görünce yarattığı trajedi anlatılıyor. Ve bunun azabı yıllar sürüyor... Filmde Keira Knightley oynuyor.
* C.S. Lewis'in fantastik çocuk roman serisi 'Narnia Günlükleri'nin ikincisi 'Prince Caspian' da filme çekildi. Dört kardeşin bir elbise dolabının arkasındaki Narnia ülkesinde yaşadıkları maceraları anlatan yedi kitaplık seriden ilkinin uyarlaması 700 milyon doları bulunca, ikincisini de çekmeye karar verdiler herhalde.
* Richard Yates'in 1961'de yazdığı 'Revolutionary Road'un senaryosu ise henüz yazım aşamasında. Savaş sonrası bireylerin yaşadığı hayal kırıklıklarını konu alıyor. Filmde Leonardo Di- Caprio ve Kate Winslet var.
* Pakistan'da kaçırıldıktan sonra kafası kesilerek öldürülen gazeteci eşi Daniel Pearl'ü ve onu bulabilmek için dünya çapında başlattığı arama çalışmasını anlatan Mariane Pearl'ün kaleme aldığı 'A Mighty Heart' isimli kitaptan uyarlanan filmde ünlü bir isim rol alıyor. Zor günler geçiren Pearl'ü, filmde Angelina Jolie canlandırıyor.
* 'Uçurtma Avcısı' Afganistanlı yazar Halit Hüseyni'nin 'Kite Runner' isimli kitabından uyarlandı. Everest Yayınları tarafından bizde de yayımlanan ve Püren Özgören'in çevirdiği romanda, 27 yıl önce terk ettiği ülkesine bir vicdan borcu yüzünden dönen bir Afgan'ın öyküsü anlatılıyor.
* II. Dünya Savaşı'nda ailesiyle Berlin'den uzakta bir eve taşınan çocuğun, bir Yahudi çocukla arkadaş olması ve sonrası anlatılıyor 'Boy In The Striped Pyjamas' isimli kitapta. John Boyne'un romanı, dünya edebiyatında tek kelimeyle 'güçlü' diye niteleniyor.
* Ve bu 11 kitabın sinema uyarlaması yapılanlarından en göze çarpanı Gabriel Garcia Marquez'in 'Kolera Günlerinde Aşk' isimli kitabı. Onu diğerlerinden ayıran yanı sadece yazarının ve kitabının bilinirliliğinden değil (Ki Can Yayınları tarafından ülkemizde de basılmıştı.) asıl Marquez'in kitabının sinemaya uyarlanmasına nasıl oldu da izin verdiği noktası önemli... Çünkü Marquez şöyle der: "Sinema izleyicisi tutsaktır, okur ise özgürdür." Söylenenlere göre ünlü edebiyatçı üç yıl boyunca yapımcıyı peşinden koşturmuş... H H H H H H Şimdi gelelim mevzumuza... Kitap uyarlamaları beyazperdeyi istila edecekmiş. ETSİN! Son zamanlarda konu sıkıntısı yaşayan sinema sektörü sonunda doğruyu buldu. Saçma sapan filmler izleyeceğimize hiç olmazsa konusu olan filmler izleme şansımız olacak artık. Ayrıca bu sayede yazarlar daha çok para kazanıyor fena mı! Aslında Türk sineması da aynı yöntemi uygulayabilir, Türk yazarlarını keşfe çıkabilir. Diyebiliriz... Ya da... Kitap uyarlamaları beyazperdeyi istila edecekmiş. ETMESİN! Kitapta içine girdiğimiz dünyanın, sinemaya uyarlandığında paçavrasının çıkarıldığını görünce isyanımız kabarıyor çünkü. Rahat bıraksınlar kitapları! Hem insan kitabını okurken istediği kadar özgür hareket edebilirken, karakterini kendince canlandırırken; beyazperdede o karakterin fiziğini görünce bütün özgürlüğü elinden alınmış gibi oluyor. Artık kitabın karakteri bizim olmaktan çıkıyor. İzleyici, ustanın da dediği gibi, tutsaklaşıyor! Da diyebilirim...