Hamama giren terler!

Yazısında "Hamama giren terler" diyen Haşim Akman'ın bizzat hamama girip gördüklerini anlattığı yazısında başına gelenler de son derece ilginç... "30'larında var yok bir tellak, keseye hazır olup olmadığımı anlamak için hafif masaj yaparcasına kollarımı, diz kapaklarımı, baldırlarımı yokluyor. Hazır olduğuma karar verince, az önce temizlediğim kurnanın başına değil, hamamın yine dar bir kapıyla girilen daha küçük, özel bir bölümüne, halvete götürüyor beni. Burası hamamın göbek taşından sonra en sıcak, dayanılması en güç yeri. Sıcaklığın 60 dereceyi bulduğu, buhardan göz gözü görmeyen halvet ancak iki kişinin yıkanabileceği büyüklükte, tek kurnalı bir yer. Tellak, burada eline aldığı temiz bir keseyle başlıyor ustalığını konuşturmaya. O, bileğimden omuz başıma doğru yukarı-aşağı ovdukça, geride bıraktığı kısımlarda ortaya çıkan ölü doku parçalarını şaşkınlıkla seyrediyorum... Tellak acıtmamaya özen gösterip, arada tasla kurnadan aldığı suyu başımdan aşağı dökmeyi de ihmal etmeden, bir süre sonra keseyi tamamlıyor. Tellak, beraberindeki kapta sabunlayıp iyice köpürttüğü lifi, üst bedenimde gezdiriyor önce...

KÖPÜK İÇİNDEYİM
Ben baştan aşağı köpükler içindeyim, o değil! Ben bu duruma daha ne kadar katlanacağımı düşünüyorum. Tellak, köpüklü kabına yeniden sokup çıkardığı lifi kaldığı yerden sürtmeye devam ederken ani bir kararlılık kazanan eli arsızca bacak arama girdiğinde toparlanıyorum: 'Bundan sonrasını ben yaparım.' O belli ki alışık, soru sormadan mütebessim bir çehreyle, 'Masaj için de para ödemiştiniz' diyor... Teşekkür ediyorum."