Yeni bir laf çıktı.. Manası güzel de, ifadesine sinir oluyorum..
"Ölmeden önce.."
Ölmeden önce okunması gereken kitaplar..
Ölmeden önce görülmesi gereken filmler..
Ölmeden önce gidilmesi gereken yerler..
Biz çocukken, Akdeniz'de turizmlerini patlatmak isteyen İtalyanların yaydığı bir slogan vardı..
"Napoli'yi gör ve öl!.."
Onun gibi, ondan ilham..
Yahu, bir dünya güzelliğini tarif ederken, ölümden söz etmenin alemi var mı?.. "Napoli'yi görmeden ölme" desen olmaz mı?..
Olmaz.. O zaman sıradan bir laf olur, ilki kadar ilgi uyandırmaz, amaca ulaşmaz..
Elhak haklılar da..
Ama ben gene de Madi'yi anlatırken "Ölmeden önce yapılması gereken 100 şey" diye bir sınıflamanın içine koymayacağım.
"Yaşarken yapılması gereken şeyler" lafı çok daha sevimli, olumlu, sıcak geliyor bana.. Yaşamın kendisi tek başına güzel zaten, hissedebiliyorsanız.. O zaman imkanınız da varsa, bu güzelliğin içine başkalarını da katabilirsiniz.. Madi gibi..
Madi ne?..
Ne değil, kim, bir defa..
Madi bir güzel kız.. Balili.. Tahmin ettiniz, masöz.. Bu ülkedeki yüzlerce Balili masözden biri.. Ama bakın, bu işlere çok meraklı, yıllardır dünyanın her yerinde spaları dolaşan biri olarak söylüyorum, Madi, birincisi..
Çeşme Ilıca'da Sheraton Spada beni Madi'ye teslim ettiler.. 3 saat.. Bahçede özel spa daireleri var, özel inşa edilmiş. Onlardan birinde..
Önce içinde çiçekler, kokular olan bir leğen su getirdi, oturdum, ayaklarımı içine sokup.. Madi bir ayak masajına başladı, ben daldım, çocukluğuma gittim.. Babam, günler, geceler boyu, Gavur Dağları'nda kaçakçı takip eder, müsademelere girer, sonra yorgun, bitkin, uykusuz eve dönerdi, kir pas içinde.. Ayakta duracak hali kalmamış.. Annem koltuğa oturtur, bir leğen ılık su getirirdi. Babam ayaklarını sokardı leğene.. Dinlenme öyle başlardı..
Babamı hatırladım, çocukluğumu hatırladım, annemi hatırladım, Madi küçük elleri ile ayaklarımı okşarken.. Madi'nin özel demlediği Bali çayını yudumlayarak..
Sonra hemen oracıktaki buhar odasına soktu beni.. 20 dakika.. Bu buhar odaları, saunadan çok daha hoş geliyor bana.. Belek'te de tiryakisiydim zaten. Galiba eve bir tane yaptıracağım..
Sonra, gene bizim özel dairenin bir köşesinde bir jakuzi var.. İçi gene çiçeklerle, kokularla dolu.. Yarım saat de köpüren, coşan sular masaj yaptı bana.. Bütün kaslarım artık iyice yumuşamışken, yere uzandım nihayet ve Madi'nin elleri vücudumda dolaşmaya başladı..
Yüzlerce masaj yaptırdım bugüne dek.. Ama bu farklı.. Farklı olduğunu daha ilk dokunuşta hissediyorsunuz..
Otel geçen sene baştan aşağı yenilenirken, spada iddialı olmaya kararlı genç patron İskender (Onu size daha sonra anlatacağım) bizzat gitmiş Bali'ye.. En iyi bilenlerden soruşturarak 27 aday belirlenmiş.. Bunların hepsi ile mülakat yapmış, teker teker.. İlk eleme.. Geçenlerin hepsine çeşitli masajlar yaptırmış, kendisi.. Ve sonunda yedisini seçip Türkiye'ye getirmiş.. Ismarlama değil, seçmece yani.. Madi bunlardan biri.. Birincisi..
Her şey bitince beni koltuğa aldı.. Bir buz gibi meyve suyu kokteyli ile baş başa bırakarak.. Gene Uzakdoğu lezzetleri dolu bir bardak..
Madi, insanın vücuduna değil, ruhuna da masaj yapıyor sanki.. Nasıl mutlu ayrıldım oradan..
Çeşme Ilıca, Sheraton, bu sezonun başından beri ağır eleştirdiğim Türk Turizmi içinde bir gurur anıtı, bir harika örnek.. Olması gereken.. Hep anlatmak istediğim..
Gelecek hafta anlatacağım..
Bugünkü Tüm Yazıları
Yaşarken yapılası şeylerden biri..
Yayın tarihi: 4 Ağustos 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/04//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.