Benim ineğim nasıl olmalı?

AYLAR önce ilk kez bu sütunlarda okumuştunuz, İstanbul'un inek istilasına uğrayacağını... Dünyanın en büyük açık hava reklam organizasyonu CowParade başlıyor. Reklam verenlerin ve ünlülerin tasarladıkları inek heykelleri perşembe akşamı Lütfi Kırdar'da sergilendi. Salonun bahçesi koca bir hayvan mezatı gibiydi... İneğin jartiyerlisini mi istersiniz, Cemil İpekçi bıyığı takmış olanını mı... Güzeldi. Hele her gün trafikte aniden önünüze direksiyon kıran, düğünde havaya ateş eden, kaldırıma tüküren "öküzlerin" şehrinde, "komik inekler" görenlerin içini ferahlattı. Organizasyon yetkilileri bendenizden de bir inek tasarlamamı istemişlerdi. Ancak yoğun iş tempom buna elvermedi. Aklımda şöyle bir inek vardı: Boynuzları V şeklinde televizyon anteninden, gözleri ekran gibi düz kare, kafasında kırılmış bir bardak, kuyruk yerine oyuncak kurma kelebeği, memelerinden süt yerine dolar fışkırırken, altında "reyting" yazan bir kova bulunan, boynundaki çıngırağın üzerinde de "Uyan Türkiye" yazan bir inek... Bu arada organizasyonun ana sponsorlarından Sütaş'ın Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, tesadüfe bakın ki, tam da açık hava sergisine start verildiği gün gazetelere bir açıklama yapmış. Demiş ki; "1980'li yıllarda ithal edilen 300 bin damızlık inek, gerekli altyapı olmadığı için ya hastalanarak öldü ya da kasaplara satıldı..." Sütaş bu organizasyon için nasıl bir inek tasarladı bilmiyorum. Ama ölen hayvancılığımızın ardından "mezar taşı" şeklinde olmalıydı!..