Çalınan silahlar falcıya soruldu

1970'lerin sonunda Birinci Ordu Komutanlığı'nda M serisi tüfeklerden bir kısmı kaybolduğunda kurmay başkanı o kadar telaşlandı ki, silahları bulabilmek için MİT'e başvurmaktan fal baktırmaya kadar denemediği yol kalmadı. Sonunda falcılar değil ama MİT silahların yerini bulacak ve Selimiye'deki herkes rahat bir nefes alacaktı. Ülkede terörün tırmandığı günlerde meydana gelen bu ilginç olayı, SABAH'a MİT eski İstanbul Bölge Başkanı Nuri Gündeş anlattı. Olay, geçmişte bazı istihbaratçıların ve askerlerin "fala inanma falsız da kalma" görüşüyle hareket ettiklerini gözler önüne seriyor: "Bir defasında Nurettin Ersin Paşa'nın (MİT Müsteşarlığı da yaptı) Birinci Ordu Komutanlığı döneminde o zamanın kurmay başkanı, şimdi ismini vermeyeyim, beni aradı. İyi dostumdu benim. İçerde M serisi piyade tüfekleri kaybolmuş, 'Nurettin Paşa'ya nasıl söyleriz, bunları bulmamız lazım' dedi. O zaman PKK yoktu, KUK vardı. KUK'tan şüpheleniyorduk. Takip yaptık, Kürtçe bilen arkadaşlar vardı, kahvehanelere yolladık ve sonunda silahların Selimiye'nin karşısındaki evlerden birinde saklandığını öğrendik. Gittik, silahları bulup birliğe teslim ettirdik. Kurmay başkanı, bu silahlar kaybolunca telaşa kapılmış, Adapazarı'ndan falcı çağırtmış, 'silahlar nerededir' diye öğrenecek. Bana 'M harfi falda da çıktı Nuri Bey, bunlar her şeyi biliyorlar' demişti."

AYAKÜSTÜ DARBE İHBARI
Gündeş, 1979 yılında Başbakan Ecevit'e 12 Eylül darbesini haber verdiğini de öne sürüyor. Gündeş, Ecevit'e bilgi verdiği için başta Sedat Celasun olmak üzere generallerin tepkisini çektiğini söylüyor. Ecevit ile Gündeş, temmuz 1979'da İstanbul Ticaret Odası'nın verdiği bir kokteylde Hilton Oteli'nde karşılaşırlar. Ecevit, Gündeş'ten akşam saatlerinde havaalanına gelmesini ister. Bu, teamüllere aykırı bir istektir. Zira başbakanlar, MİT'ten ancak müsteşar ya da onun görevlendirdiği biriyle görüşmektedir. Gündeş, biraz şaşırır. Ecevit, CHP'nin gençlik kollarına bazı sızmaların olduğunu ve rahatsızlık duyduğunu söyleyince Gündeş, görüşme isteğinin sebebini anlar. Gerisini Gündeş'ten dinleyelim: "Doğrudan Müsteşar Yardımcısı Nihat Paşa'yı arayarak müsaade aldım. (Mehmet Eymür'ün Birinci MİT Raporu'nda 'Gündeş tarafından Başak Holding'e yerleştirildi' dediği Nihat Yıldız'ı kast ediyor.) O zamanki yardımcım Özcan K.'yı da alıp havaalanına gittim. Şeref salonuna girdiğimde zamanın İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı bizi karşıladı. Ecevit'in istekleri doğrultusunda kendisini bilgilendirdim. Çok önemli bir istihbarat bilgisini kendisine ilettim. Isparta Er Eğitim Tümen Komutanı'na atfen verilen bir habere göre, ordu ihtilal hazırlığı içindeydi. Buna ait haber faktörlerinin tamamı raporda belirtilmişti.

CELASUN PAŞA KIZDI
Ecevit şöyle bir göz attı. İçişleri Bakanı'nı çağırdı, haberi ona verdi. Sonra bir gün Müsteşar Yardımcısı Nihat Paşa telefonla beni aradı. İçişleri Bakanı Özaydınlı Paşa, Ankara'ya gider gitmez soluğu Sedat Celasun'un yanında almış, anlatmıştı. Celasun da MİT Müsteşar Yardımcısı Nihat Paşa'yı Genelkurmay'a çağırıp azarlamıştı. Celasun Paşa'ya göre, MİT'in başka işi kalmamıştı da bunlarla mı uğraşmaya başlamıştı. Celasun Paşa, 12 Eylül askeri harekâtını yapan beşli cuntanın ikinci adamıydı. Sonuçta Nihat Paşa'yı Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği'ne danışman olarak tayin ettiler. Yerine de bir korgenerali getirdiler. Rahmetli Ecevit'e verilen istihbaratın doğruluğu da 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle teyit edildi."