Baykal: Günahı benim boynuma
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Bolulu arabasını düz yolda şaşırır. Ama birileri gemilerini dağdan aşırıyor. O aşırılan gemi değilmiş, gemicikmiş'' diye konuştu.
Baykal, partisinin Bolu'daki mitingine katılanlara hitap etti. Hükümetin iddia ettiği ekonomik iyileşmenin vatandaşa yansımadığını belirten Baykal, çiftçinin, memurun, işçinin, emeklinin ekonomik sıkıntı içinde olduğunu söyledi. Hükümetin emekli maaşlarına 20 milyon lira (20 YTL) zam yaptığını kaydeden Baykal, şöyle konuştu: ''Emekli zammı yeterli olmadı mı? 20 milyon zam yaptılar, yeterli olmadı mı? Daha ne yapsınlar... O 20 milyonla pek çok şeyi satın alabilirsiniz değil mi? Mesela Başbakanın bana satmak istediği saatini. O 20 milyon artışı, her ay biriktirseniz ne kadar zamanda satın alabilirsiniz? Hesabı birlikte yapalım. Ayda 20 milyon, yılda 250 milyon, 4 yılda 1 milyar. 15 milyar, 15 çarpı 4 ne ediyor? 60 yıl mı ediyor. Yani 60 yılda başbakanın kolundaki saati alırsınız değil mi? Bak saati duyunca yüzünüz gülmeye başladı.''
Vatandaşın durumunda zenginleşme olmadığını ileri süren Baykal, ''Bolulu arabasını düz yolda şaşırır, ama birileri gemilerini dağdan aşırıyor değil mi? Bolulu arabasını düz yolda şaşırır ama birilerileri gemisini dağdan aşırır mı? Aşırıyor mu? Ama yanlış söylüyorsunuz, o aşırılan gemi değilmiş, gemicikmiş. Gemiciğin boyu kaç metre? 94 metre. Eni ne kadar? 14 mü, 16 mı? Bunun adı gemicikmiş. Sevgili Bolular sizde bir daha hata yapmayın. Gemiciğe gemi demeyin'' diye konuştu.
TÜRKİYE SAHİPSİZ Mİ?
PETKİM'in satışına da değinin Baykal, Türkiye'nin en önemli tesisinin satıldığını, ancak alanların kim olduğunun belirsiz olduğunu ileri sürdü. Seçimlere çok az süre kala gerçekleştirilen satış için ''Bu telaş niye?'' diye soran Baykal, ''Yangından mal mı kaçırıyorlar. Türkiye sahipsiz mi, olur mu böyle bir şey?'' dedi. Baykal, seçimlerin ardından iktidara geleceklerini ve ilk iş olarak da PETKİM'in satışına dur diyeceklerini kaydetti.
CHP'nin iktidara geldiğinde rant ve faiz ekonomisini üretim ve yatırım ekonomisine dönüştüreceğini belirterek, tarıma sahip çıkacaklarını da kaydetti. Türkiye'nin kalkınmasının temelini güçlendireceklerini vurgulayan Baykal, tarımdaki girdi fiyatlarını indireceklerini ifade etti. Tarım sektöründe kullanılan mazottaki ÖTV'yi kaldıracaklarını belirten Baykal, ''Başbakan diyor ki (olmaz böyle şey. Bunu yapamazlar) Şimdi ben Bolu'dan Başbakana soruyorum; Sayın Başbakan sen oğlunun gemiciğinin mazotundan ÖTV alıyor musun almıyor musun? Oğlunun gemiciğinin mazotundan almıyor, özel hava yollarından da almıyor. Ama çiftçiden alıyor. Denizden almıyorsun, havadan almıyorsun, Deniz Baykal da gelecek karadan, çiftçiden almayacak ÖTV'yi'' şeklinde konuştu. İktidarlarında yeşil kartı kaldıracaklarını da anlatan Baykal, tedavi için nüfus cüzdanını yeterli olacağını anlattı.
''ÖĞRETMENLİĞE SAHİP ÇIKACAĞIZ''
Baykal, gençlere sahip çıkacaklarını onların sorunlarına yönelik yeni bir yaklaşım getireceklerini de belirterek, ÖSS'nin kaldırılacağını ve mesleki eğitime ağırlık verileceğini ifade etti. Baykal, ''ÖSS denilen bu kolektif akılsızlığa, saçmalığa bir son vereceğiz'' dedi. Türkiye'de öğretmenliğin meslek olmaktan çıkarıldığını da ileri süren Baykal, ''Öğretmen, eğitimin en temel unsurudur. Öğretmenliği öldürerek eğitimi ayağa kaldıramazsınız. Öğretmenliğe sahip çıkacağız'' dedi.
''GÜNAHI BENİM BOYNUMA...''
Vatandaşlara ''Seçim yaklaşıyor. Yiyecek paketleri dağıtılıyor mu?'' diye soran Baykal, şöyle devam etti: ''Ne getirirlerse alın, kullanın. Günah değil. Günahı varsa Allah benim boynuma versin. Sana helal o. Al onu kullan. Ama sakın ha oyunu verme. Oy namustur, şereftir, onurdur, ırzdır. Parayla satılmaz. Sakın ha oyunu satma. Alır yersen helaldir, haktır. Ama oyunu inanmadan verirsen o günahtır, haramdır, yanlıştır.''
Yoksulluğun çaresinin Ramazan ayı geldiğinde yiyecek, seçim yaklaştığında kömür dağıtmak olmadığını söyleyen Baykal, iktidara geldiklerinde yapısal çözümler üreteceklerini anlattı. Yoksul ailelerin belirlenmesinde muhtarları devreye sokacaklarını bildiren Baykal, ailede çalışabilecek durumda olana iş vereceklerini, çalışabilecek bireylerin olmaması halinde ise o aileye doğrudan yardım yapılacağını ifade etti.
Baykal, yardımların annelere verileceğini belirterek, ''Devletin muhatabı ana olacak. Biz anaya güveniyoruz. Kadını aile içinde devlet yapacağız. Kadın, kimsenin yüzünü göremeyecek, bankamatikten parasını alacak ve ailesine bakacak. Biz, buna Devlet Ana Projesi diyoruz'' şeklinde konuştu.
Baykal, yolsuzlukların önlenmesi için milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması gerektiğini belirterek, ''Siyasetin ayrışma noktası bu, dokunulmazlık kaldırılsın mı, kaldırılmasın mı? Türkiye'de referandum yapalım. Başbakan 'kaldırmayalım' diyor. Biz de 'kaldıralım' diyoruz. Referandum yapalım millete bir soralım bakalım, dokunulmazlık kalksın mı, kalkmasın mı?'' diye konuştu. Partisinin Bolu'daki mitinginde halka hitap eden Baykal, Türkiye'de ''çok büyük yolsuzluklar'' yaşandığını ileri sürdü.
Yolsuzlukların ''haramzade iş adamı, bürokrat ve bunları sahiplenen siyasetçi üçgeninde geliştiğini'' söyleyen Baykal, yolsuzlukları ortadan kaldırmak için önce siyasetçinin bu üçgenden çıkarılması gerektiğini ifade etti. Bunun da dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla sağlanabileceğini bildiren Baykal, şunları söyledi: ''Dün akşam Başbakan bir televizyonda çıktı, 'dokunulmazlık kaldırılamaz' dedi, açıktan karşı çıktı. Halbuki 2002'de hatırlarsınız benimle televizyona çıkmıştı, 'kaldıracağız' diye söz vermişti. Orada seçimden önce 'kaldıracağız' dedi. Şimdi geldiği noktada artık kaldırılamaz olduğunu kendisi de gördü, açıkça ifade ediyor, 'kaldırılmaz' diyor. Dokunulmazlık imtiyaz demektir. Demokraside imtiyaz var mı? 70 milyona yargı işliyor, 550 kişiye yargı işlemiyor, Savcının sözü geçmiyor, yargılanamıyor. Başbakan durduğu yerden milli irade hamaseti, demokrasi nutukları atıyor. Sen hamaset yapmayı, demokrasi nutku atmayı bırak da şu sırtındaki dokunulmazlık zırhını bir çıkar, bir vatandaş ol da şu Bolu'da halkın arasına bir gir de göreyim.''
Hakkında yolsuzluk dosyaları bulunanların milletin derdine çare olamayacağını ifade eden Baykal, halka ''Dokunulmazlığı kaldıralım mı?'' diye sordu. vatandaşların ''evet'' cevabı üzerine Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Siyasetin ayrışma noktası bu, dokunulmazlık kaldırılsın mı, kaldırılmasın mı? Türkiye'de referandum yapalım. Başbakan 'kaldırmayalım' diyor. Biz de 'kaldıralım' diyoruz. Referandum yapalım millete bir soralım bakalım, dokunulmazlık kalksın mı, kalkmasın mı? Dokunulmazlığın kaldırılması lazım.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile televizyonda milletin önünde konuşmak istediğini belirten Baykal, ''Başbakan'a çağrı yapıyorum; 'gel konuşalım' bunları diyorum. Ara ki bulasın, Başbakan yok ortalıkta'' dedi.
TERÖR SORUNU
Baykal, terörün dışarıdan desteklendiğini belirterek, ''Nereden bu terör destekleniyor? Kuzey Irak'tan. Dışarıdan destek olmasa biz onu bitireceğiz. Ama vur-kaç yapıyorlar. Burada patlatıyorlar, kaçıyorlar. Mayın döşüyorlar, kaçıyorlar. Orada eğitim alıyorlar. Orada para var, eğitim var ve devlet desteği var'' diye konuştu. Uluslararası hukuka göre hiçbir ülkenin komşusuna yönelik terörü himaye edemeyeceğini vurgulayan Baykal, Hükümet'in ''gücünü göstererek bu durumu önlemesi gerektiğini'' savundu. Baykal, ''Bak terörün kökü Irak'ta, şehitler Türkiye'de. 'Bunu kabul edemeyiz, önle bunu' diyoruz. Bize diyor ki 'Türkiye'deki terörü bitirdik de sıra Irak'a mı geldi' Bu ne demek? Türkiye'deki terörün Irak'tan beslendiğinin farkında olmamak demek. Bu bütünlüğü kavramamak demek. Ya da Kuzey Irak'takileri himaye etmeye karar vermiş, mecbur bırakılmış, o duruma sürüklenmiş olmak demektir. Bunu Barzani söylüyor, sen ne söylüyorsun Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanısın dedik'' şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan'ın terör konusunda yaptığı en önemli yanlışın, terör örgütü elebaşının bir defaya mahsus olmak üzere pişmanlık dilekçesiyle tahliyesine olanak sağlayan maddeyi 2006 yılında hazırlanan kanun teklifine koymak olduğunu ileri süren Baykal, ''Yok dese ya. Bu doğru değil dese ya. Bunu önüne koyacağım. Onun için karşıma çıkamıyor. Böyle bir kanun teklifi yapmış olan bir başbakanın Türkiye'yi terörle mücadelede başarıya ulaştırması mümkün müdür?'' dedi.
BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ ADAYLARI
''PKK'nın siyasi uzantıları yarın bağımsız milletvekili olarak meclise girse kiminle koalisyon yapar?'' diye vatandaşlara soran Baykal, ''AKP ile'' yanıtı üzerine ''Şimdiden müzakereler başlamış. '4 bakanlık isteriz' diyorlar değil mi? Peki bu nasıl manzara. Türkiye'nin önümüzdeki döneminde bu iktidar işbaşında kalmaya devam ederse, Türkiye çok büyük sorunlarla, sıkıntılarla karşı karşıya kalacaktır. İnşallah buna fırsat vermeyeceksiniz'' diye konuştu. Bolu'nun Turizm Teşvik Yasası kapsamına alınacağını, üniversiteye destek olacaklarını ve kente doğal gaz vereceklerini anlatan Baykal, vatandaşın kullanacağı oyla hem Bolu'nun hem de ülkenin kaderini değiştireceğini belirtti.
''SADECE AĞZI BOZUK OLSA NEYSE...''
Başbakan Erdoğan'ın üslubunun bozuk olduğunu da iddia eden Baykal, şöyle konuştu: ''Bana öyle geliyor ki bu Başbakan Türkiye'ye bugüne kadar gelmiş geçmiş en ağzı bozuk başbakandır. Çiftçiye ağzı bozuk şekilde hitap ediyor. Anasını karıştırıyor, 'ulan' diyor. İş isteyen gence aynı hakareti yapıyor. Vatandaşa aynı şekilde hakaret ediyor, Ana Muhalefete, bize hakaret ediyor. CHP'ye 'cibilliyetsiz' diyor. Cibilliyet lafını sen ne hakla ağzına alıyorsun. Bir başbakanın ağzına cibilliyet yakışıyor mu? Sadece ağzı bozuk olsa neyse... Zihniyeti de bozuk. Niye bozuk? Bu terbiyeden mi, eğitimden mi kaynaklanıyor? Yoksa asabı çok bozuk, canı çok sıkkın, umutsuz, mücadelelerin içine girmiş kaybetmiş, yenilmiş, 'cumhurbaşkanını seçeceğim' demiş, 'bu meclis seçecek', 'AKP'den seçecek' demiş, yüzüne gözüne bulaştırmış ve bunu da hazmedememiş değil mi? 360 milletvekili olup da cumhurbaşkanını seçememek her babayiğidin yapacağı iş değildir.''
Başbakan'ın CHP'ye kılavuz gerektiğine dair sözlerini eleştiren Baykal, ''O'nun kılavuza ihtiyacı var. Bizim bir tane kılavuzumuz var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'' dedi.
''SAĞCILARDAN DA OY İSTİYORUM''
Baykal, bugüne kadar ''CHP ya da DSP'ye oy vermemiş de olsa sağcılardan da oy istediğini'' ifade ederek, ''Merkez sağda yer almış önemli kişilerin bir araya gelerek yaptıkları değerlendirmede 'Bu önümüzdeki maç lig maçı değil, bu maç milli maçtır. Bu maçta da milli takım Cumhuriyet Halk Partisidir. Hepimiz ona oy vereceğiz' dediklerini ve kendisine bu görüşü ilettiklerini kaydetti.
NOTLAR
Bolu'ya helikopterle gelen Baykal'ı partililer ve milletvekili adayları karşıladı. Baykal, helikopterinin indiği Atatürk Stadyumu'nda gazetecilerin, Başbakan Erdoğan'ın, 'AK Parti'nin tek başına iktidar olmaması durumunda siyasetten çekileceğini' söylediğinin hatırlatılması üzerine, ''Şu anda mitinge gidiyoruz'' dedi.
Bolu'da miting öncesinde sanatçı Selda Bağcan bir konser verdi. Mitingin sonunda Baykal, Edip Akbayram'ın ''Güzel günler göreceğiz çocuklar'' şarkısını partisinin Bolu milletvekili adayları ve vatandaşlarla söyledi. Baykal'a, ''Deniz Baykal'' yazılı ''14'' numaralı Boluspor takım forması hediye edildi. Miting sırasında sıcak nedeniyle fenalaşan bazı vatandaşlar CHP'nin basın aracında dinlendi.
Mitingde ''Başbakan Baykal'', ''Tayyip baksana, kaç kişiyiz saysana'', ''Kahrolsun PKK'', ''Tayyip bize de gemi alsana'' sloganları atıldı. Miting alanında ''Ey Türk gençliği birinci vazifen bu ampulden kurtulmaktır'', ''Şehide kelle denmez, teröriste sayın çekilmez'' yazılı pankartlar dikkati çekti.
Yayın tarihi: 17 Temmuz 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/17//haber,6F6014BFC02448FB970D9A1C0650689A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.