Buket Dereoğlu’nun oğlu Can, çok güler yüzlü bir çocuk.
'Bizim evde surat asmak yasak'
Sevilen oyuncu ve sunucu Buket Dereoğlu, oğlu Can dünyaya gelince işlerine iki buçuk yıl ara verdi. Güzel anne formuna kavuştuğunu ve artık geri döneceğini söylüyor..
- Can şimdi kaç aylık oldu?
- İki yaşını iki ay geçti. Onunla birlikte her günümüz çok güzel geçiyor. Bizim bir politikamız var; 'Hiçbir zaman evde suratlar asılmayacak, asla bağırarak konuşmayacağız' diye. O yüzden de Can çok güler yüzlü bir çocuk oldu. Can doğduğundan beri gülüyoruz ona. O da bizi ya da başkalarını gördüğü zaman hep gülüyor.
- Oğlunuz dünyaya geldikten sonra çalışmaya ne kadar ara verdiniz?
- 2 buçuk sene ara verdim. Çünkü ekran önüne çıkamayacak kadar tombul ve bakımsızdım. Özellikle ilk bir yıl kendine bakmak için vakit bulamıyorsun. Hep kendini ikinci plana atıyorsun. Uzun bir süre diyet yapamadım. Çünkü emziriyordum. Diyet yapsam sütüm gelmezdi.
- Ne kadar emzirdiniz?
- 16 ay emzirdim. 22 kilo almıştım. Bu kiloları vermek kolay olmadı tabii. Hem de biraz ekranın gerisinde kalmak iyi oldu. Bu arada da ben boş oturmadım zaten. Zekeriyaköy'de evimize yakın bir kitapevi ve bir butik açtık. Eşimle birlikte onların işletmesini yapıyoruz.
- Ekranla ilgili yeni projeler neler?
- Romantika adlı müzikal çalışmamız var. 12'sinde başlıyor. Bir dizi var. Temmuz sonunda başlayacak. Yani yeni sezonda bir dizi bir de tiyatro çalışmamız olacak.
- Can'a kim bakıyor?
- Bir ablamız var. Beraber oyun oynuyorlar, iyi vakit geçiriyorlar. Zaten önemli olan da bu. Sadece birinin bakmış olmasından ziyade bir arkadaşıyla vakit geçiriyormuş gibi olması lazım. Eylülde de yuvaya başlayacak. İşyerlerimiz eve yakın olduğu için bir ayağımız hep evde.
- Anneliğin zor ve keyifli tarafları neler sizce?
- Zor bir tarafı olduğunu düşünmüyorum. Sadece pimpirikli bir anneyseniz, sürekli endişe hali oluyor. Evde yoksam dakika başı arayıp sorarım. İlk sene geceleri sürekli kalkıp gidip 'nefes alıyor mu?' diye bakardım. Can'ın pek gaz sancısı olmadı. O yüzden çok uykusuz kalmadım.
- Uykuları düzene girdi mi?
- Evet düzene girdi. Bizim gündüzki yokluğumuzu kapamak için geceleri yanımıza geliyor. Biz de buna göz yumuyoruz. Çok keyif alıyoruz o bizimle yattığı zaman. Geceleri 21.00'de yatar, sabahları 07.00'de kalkar. Öğle uykusuna çok dikkat ediyorum.
- İştahı nasıl?
- Çok iyi. Her şeyi çok güzel yer.
- Süt içiyor mu?
- Süte çok meraklı değil. Sabahları mısır gevreği ile vermeye çalışıyoruz. Çok meme emdiği için diğer süte geçişte zorlandık.
- Emmeyi kendisi mi bıraktı?
- Ben asla bırakmadım. Ben o bırakmasın diye doğumdan sonra aylarca fazla kilolarla dolaştım. Kendisi bıraktı. Hatta bıraktığında çok ağladığımı hatırlıyorum. Reddedilmiş hissediyorsunuz kendinizi. Çok süt emmesi çok iyi bir şey. Kolay kolay hasta olmuyorlar.
- Can'la ilgili hayalleriniz var mı? Nasıl bir hayatı olsun?
- Onun mutlu olduğu ve mutlaka para kazandığı bir işi yapmasını isterim. Sadece çok sevdiği biriyle yaptığı bir evlilik ya da çok sevdiği bir işi yapması ona bu ülkede yaşarken mutluluğu zor getirir. Biz babasıyla tiyatrocu olmasını istemiyoruz. Futbolcu olabilir mesela. Hayatta ne yapmak istiyorsa onu yapmakta serbest ama para kazanmak şart.
- Kardeş düşünüyor musunuz?
- Düşünüyorduk bir ara da şu anda düşünmüyoruz. Şu anda düşünürsek benim yine çalışmamam ve evde oturmam gerekecek. O yüzden düşünmüyoruz. Çalışıp para kazanmak gerekiyor.
Yayın tarihi: 14 Temmuz 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/14/ct/haber,5B520989261F48ECBA0243BAA80F890F.html
Tüm hakları saklıdır.