'Olabilecek en güzel manzarayı yarattık!'

- Sur-u Hümayun Projesi'nin ilk ayağı tamamlandı. Bu konuda sizin değerlendirmeniz nedir?
- Saraya girerken ilk gördüğünüz alan burası, yani birinci avlu. Buraya otobüsler, damperli kamyonlar giriyor ve hem zemine hem de kapılara zarar veriyordu. Şimdi hem ilk göze çarpan bu kısım oldukça iyi bir şekilde düzenlendi, hem de artık araç girişi tamamen yasaklandı.

- Peki eski gravürlerde saray avlusu nasıl betimlenmişti? Projede bunlara sadık kalındı mı? - Gravürlere baktığınızda buranın boş olduğunu görürsünüz. Hatta bir ara ağaç bile olmadığını gözlemledik. Biz burada olabilecek en güzel manzarayı yarattık bana göre. Sonuçta burası bir dış saha. Osmanlı Dönemi'nde buraya yeniçeriler geliyor, ulufeleri alıyor, karşılıyor, bu yolların üzerinden geçiyordu. Kaldı ki, henüz yüzde 1'lik bir bölümü tamamlandı. Şimdi sıra ikinci avluda. Buranın da zemin döşemeleri değişecek, bahçe düzenlemesi yapılacak.

- Projenin son aşamasında nasıl bir Topkapı Sarayı ile karşılacağız?
- Denize kadar inen bütün saha tanzim edilecek. Oradaki binalar da restore edilerek park yeri haline getirilecek. Müzenin teşhir malzemelerinden bazıları oraya götürülüp sergilenecek.

- Tarih için ciddi yatırımlar yapılmasını, bu alanda peş peşe kitaplar basılmasını neye bağlıyorsunuz?
- Artık insanlar tarih okumak istiyor. Tarih bilgimiz zayıf, Türk halkı tarih bilgisine aç. Şimdilerde tarih kitapları, programları insanları bu konuda bilgilendiriyor. Artık insanlar gezmeye, görmeye başladılar, yabancı dil bilme oranı arttıkça, karşılaştırma yaparak tahribatın boyutlarını daha iyi görebiliyorlar. Bu, eğitimle doğru orantılı olarak daha da artacak. Son zamanlarda bunun en güzel göstergesi de İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin düzenlediği 'Bizans Kongresi'. Dünyanın her yerinden Bizantologlar gelip konferanslar veriyorlar. Bu önemli bir gelişmedir.