İki Film Birden..

İlk yarı bittiğinde sinemada görevli arkadaşlarım Özge ve Meray yanıma geldiler..
"Bu filmi mutlak izleyin" dedim.. "Bu kadar hoş olabilir, bir film ancak.."
Bittiğinde "Kızlar" dedim.. "Filme girin, ilk yarının sonunda da çıkın.."
Aşk Manzaraları (Scenes of a Sexual Nature) Londra'da bir parkta geçiyor.. Parka gelen insanlara kamera tutulmuş sanki.. O parkı da santim santim bilirim. Hüseyin'in (Özer) evi bu parkın içinde adeta.. Ordan da sardı beni..
Genci, yaşlısı, yığınla insanı izliyorsunuz.. Ne güzel çekimler, ne güzel diyaloglar, ne güzel anlatımlar..
İkinci yarıda, o güzellikler birden yok oluyor. Bitmez tükenmez diyaloglar arasında baygın düşüyorsunuz. Hele parkın eşcinsel erkeklere ayrılmış yerinde geçen o uzun, ama çok uzun sahne bezdiriyor.. Harika bir film olabilirdi. Güzel bir fırsat kaçmış.

Zor Ölüm/ Die Hard 4.0, digital sinemanın verdiği imkanların artık ölçüsüz kullanılıp, palavranın doruğa vurduğu bir film..
Bruce Willis, arabada.. Tepesinde bir helikopter. İçinde en ileri silahlarla donanımlı tetikçiler. Bruce, helikopterdeki tetikçiyi düşürüyor. Hem de silah kullanmadan.. Sokaktaki yangın musluğuyla.. Nasıl?.. Gidin, görün..
Bruce arabada.. Peşinde, Amerikan Ordusunun 2112 yılında sahip olacağı, dünyanın en ileri avcı uçağı, F bilmem kaç.. Bruce onu da hallediyor.. Hem de arabasından, uçağın üzerine atlayarak.. Pilot paraşütle kurtulurken, Bruce, paraşütsüz atlıyor yere ve koşmağa başlıyor.. Nasıl?.. Gidin görün..
Tam 129 dakika boyu, nefes bile alamadan, birbiri ardına böyle sahneler izliyorsunuz.. Bir hayali geniş oturup düşünüyor, bir yönetmen de çekiyor..
İlk Die Hard'daki, yani 20 yaş daha genç Bruce da değil artık.. Göbekli, kel..
Efendim, çılgının biri, 7 hackerle Amerika'nın bütün bilgisayarlarını kontrol altına alıyor.. Yani..
Tüm enerji sistemini.. Borsayı.. Televizyonları.. Metroyu, trafiği.. Aklınıza ne gelirse.. En önemlisi de bütün bankaları.. Anladınız?..
Bruce da, bu çılgına karşı tek başına, pardon bir de, 15 yaşında çocuk var, o da hacker, ikisi savaşıyor..
Filmden aklımda kalan tek şey o oldu.. Bilgisayarlara bu kadar teslim olursak, gerçekte, bunların kontrolünü ele geçiren biri neler yapmaz?.
Yani yaz günlerinde serin bir sinemada, bir kova mısır bir yanda, aile boyu kola öte yanda izlenecek bir film..
Çatır!.. Çutuuur!.. Foorrrt!..
Çatır!.. Çutuuur!.. Foorrrt!..