Bizim kuşağın mizahçıları olarak siyasetle ilgilenmedik pek. Politikacı taklitleri, iktidar eleştirileri yakın gelmedi bize. Bunun sebebi, sadece siyasetten uzak kalmış veya bırakılmış bir kuşak olmamız değildi elbette. Siyaseti hicvetmenin modası geçmişti sanki. Biz mizah üretip, kitlelere yayacak kadar büyüyünceye kadar 90'lı yıllara gelinmişti. Ve öyle bir döneme girmiştik ki artık dünya bir köy olmuş, yeni iletişim şekilleri, sınırları kaldırmıştı. Tüm dünyadan o kadar çok bilgi ve yenilik akışı vardı ki kahvelerde, arkadaş sohbetlerinde eskisi kadar 'içimize' bakmıyor, sadece siyaset konuşup ülkeyi kurtarmıyorduk. Siyaset, halkın gözünde de eski popülaritesini yitirmişti! Zaten mizahçı için eşsiz bir kaynak olan eski politikacılar, karikatür için paha biçilmez enteresanlıktaki yüzlerini, taklidi yapılmasa olmayacak tavır ve konuşma tarzlarını, Meclis'i bir stand-up alanına çeviren, altı yanmış kadayıf ve pazar filelerini aksesuar olarak kullanan şovlarını alıp siyaset sahnesinden çekilmişlerdi. Yeni politikacılar, mizaha malzeme vermek açısından pek fakir kaldı! Ve yeni kuşak mizahçılar da siyasetle hiç ilgilenmiyor gibi göründü. Hatta bu yüzden bir önceki kuşağın yazar ve çizerleri tarafından topa tutuldular. Onlara göre bu komik gençler "Bir şey söylemiyordu!" Oysa toplumu yöneticilerinden ve yönetim şekillerinden soyutlamak imkânsızdı ve biz de artık siyasetin sonuçlarını hicvediyorduk. Gelir dağılımındaki eşitsizliğin yarattığı sınıf farklarını, büyüyen ama gelişmeyen şehirleri, bu şehirlerin tam göbeğinde veya kıyılarında yaşananları... Göçün yarattığı yeni şehirli tipleri, siyasetin ekonomiyi, kültürü, eğitimi yönetmesiyle ortaya çıkan varoş çocuklarını, uyum sağlamaya çalışan göçmenleri, yuppie'leri, tikileri... Bu karışımın getirdiği müzikleri, sözleri, çekişmeleri... Bu hafta
Avrupa Yakası'nın sezon finalini seyredeceksiniz. Dediğim gibi, bizim kuşağın mizahçıları olarak siyaseti birebir hicvetmedik, sonuçlarıyla ilgilendik. Ama bu hafta, eskiden olmuş, hâlâ olan ve hep olacak siyaset biçimleriyle uğraşmak istedim biraz. Herhangi bir parti, lider veya siyasi görüşü eleştirmek, mizah anlayışıma çok uygun değil. Ama siyasette görülen boş vaatleri, ilkesizliği, yolsuzluğu, bazıları tarafından 'yapılış biçimi'ni mutlaka hicvetmeliydik! Özellikle de seçimlere yaklaştığımız ve siyasetin tekrar kahve sohbetlerinde baş köşeye oturduğu şu dönemde! Bu hafta, siyasette yapılan tüm hata ve yanlışlar, Burhan Altıntop'un apartman yöneticisi kimliğinde buluşacak! Kendini kayırma, para ve iktidar için siyaset yapma, vaatler, yolsuzluk, ekonomiyi batırma, bir siyasi görüş ve duruşu bile olmayan Burhan'ın iktidarında yaşanacak! Ama asıl hicvetmek istediğim, Sütçüoğlu apartmanı sakinleri! Yönetilme şekilleriyle ilgilenmeyip, oy vermeye üşendikleri için Burhan'ın iktidarıyla baş başa kalan apartman halkı! Politik görüşünüz, beğendiğiniz parti ne olursa olsun 22 Temmuz'da oy verin. Mizahçılar olarak biz nasıl olsa, üzerinde şaka yapacak başka şeyler buluruz.
Yayın tarihi: 24 Haziran 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/24/pz/birsel.html
Tüm hakları saklıdır.