Murat Didin: Avrupalılaşan NBA
Spurs, 4-0 ile süpürdü geçti. Cavs, her maçı bir yerlere kadar getirse de bir türlü şeref sayısına nail olamadı. Yıllar önce bir Euroleague maçı sonrası basın toplantısında Panathinaikos coach'u Obradoviç bir soruyu cevaplarken "Tek bir şey söyleyemeyeceğim. Çünkü ben NBA maçı izlemiyorum. Benim için hücumda ve özellikle savunmada sonsuz yardımın oluştuğu Euroleague ve Avrupa liglerinin zirvesi çok daha değerli. NBA sadece bir showgame" dediğinde belki de çok yadırganmıştı. Ama inanıyorum ki, NBA'in değişen çehresi sonucu o da finalin son dört maçını heyecan içinde izlemiştir. Aynı bizler gibi.
Popovich'in yetenekli ama oyunun savunma yönünü de oynayan takım oyuncusu arayışları ve neticeleri onları son 5 yılda üçüncü kez şampiyon yapmakla kalmadı, aynı zamanda da bir promodel oluşturdular. Gençleşen Chicago Bulls için, finalist Cleveland Cavaliers için.
Artık NBA'de stratejinin, temponun sürekliliğinin ve savunmayı planıyla uygulamanın en büyük mecburiyet olduğunu dosta düşmana kanıtlayarak.
SAVUNMA İŞİ BİTİRDİ
İki takım arasındaki en önemli fark savunmada oluştu. Atan ve attıkça kazandıran LeBron James'i Brown, Horry ve Finley ile tutup yardım ayaklarını getiren San Antonio, her maç önce savunmasını oturttu sonra zafere ulaştı. Her ne kadar Cleveland'da da savunmaya büyük değer verilse de, Gibson, Pavlovich ve Snow'un güçleri açık sahada Tony Parker'ı durduracak performansı ortaya çıkaramadı.
Cleveland'ın ihtiyacı bu final serisinde onlarda olmayan, belki de 1-2 sayı, 6-8 asistle oynayabilecek basketbol tabiriyle tam takoz, savunmacı bir guard idi.
Atmanın yanında tutmanın da çok değerli olduğunu ortaya koyan, ekstra paslar ile tam bir takım oyunu oynayan iki finalist de, Dallas Mavericks'in, Phoenix Suns'ın oynadığı, sadece günlük galibiyetler getirebilecek "Koş, koş, at" basketbolunu da tarihe gömdüler.
Cleveland'ın 63-60 öne geçtiği son dakikalarda hemen hemen bütün Spurs sayıları pota altına Oberto'ya inen asistlerden oluştu. Aynen bütün seri boyunca Duncan'ın, Illgauskas'ın, LeBron'un sayısız ürettiği pivot pası gibi.
Fiziksel gücün ve takım oyununun en üst düzeye çıktığı sezonda NBA'in ne kadar Avrupalılaştığının en önemli göstergesi iki MVP idi. Normal sezonda Alman patentli Nowitzki, play-off'ta da Fransız Tony Parker, bizleri mahçup etmeyerek en büyük bireysel ödüllerin sahibi oldular.
Yayın tarihi: 16 Haziran 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/16//haber,F7859BD30AF2483B86CD338CE22597AF.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.